Kur’an-ı Kerîm’e Göre Dağlar, Depremleri Engeller mi?
Soru: Kur’an-ı Kerîm’e göre dağlar, depremleri engeller mi?
Cevap: Bu soruyu gündeme getiren Türkiye’de şöhret sahibi bir jeologdur. Kendisi, katılmış olduğu bir programda Kur’an’da bilimsel hata (!) olduğunu iddia etmiş ve şunları söylemiştir: “Mesela “biz dağları, karaları zelzeleden korusun diye yarattık” tam tersi, tam tersi. Dağların olduğu yerde müthiş zelzele olur, canına okur karaların. Dağ olmadı mı, dümdüz yerlerde zelzele olmaz.”
İddia sahibi bunları anlatırken herhangi bir ayet numarası vermemektedir. Çünkü Kur’an’da dağların deprem olmasını engellediği şeklinde bir ayet yoktur. Ama biz kendisine yardımcı olmak babında evvela kastetmek istediği ayetleri zikredelim ardından da nasıl yanlış anladığını beyan edelim;
- “Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar…” (Nahl, 15)
- “Onları sarsmasın diye yere de sabit dağlar yerleştirdik ve (varacakları yere) yol bulabilsinler diye ondan geçitler, yollar meydana getirdik.” (Enbiya, 31)
- “Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı…” (Lokman, 10)
İddia sahibi şahsın nakletmek istediği ayetler sanıyoruz ki bunlardır. Şimdi sâlim bir akıl ile ayetler okunduğunda acaba buradan “dağların olduğu yerde deprem olmaz” gibi bir neticeye varabilir miyiz? Ayetlerin muradı gerçekten bu mudur? Yoksa dağların, meydana gelen sarsıntılarda şiddeti azaltan bir faktör olduğu mu söylenmektedir?
Sebep-Sonuç Karıştırması
Dağlar, depremlerin sebebi değil, sonucudur. Yani bir yerde dağ var diye deprem olmaz, deprem olduğu için dağ meydana gelir.
Şöyle bir misal verebiliriz; “Nerde yaralı varsa orda ambülans vardır. Ambülans olmadığı yerde ise hiç yaralı yoktur.” Buradan ambülansın mı yaralılara sebep olduğu neticesine ulaşmalıyız yoksa yaralıların ambülansa sebep olduğuna mı? Elbette yaralılar ambülansa sebep olmaktadır.
İşte muhatabımız da hadiseyi, sebep-sonucun yerini değiştirerek bizlere aktarmakta ve bunu son derece ustalıkla yapmaktadır. Depremler, dağların sebebi iken bunu tam tersine çevirmiş ve dağları depremlere sebep kılmıştır.
Halbuki ayetlerde vurgulanan mana, dağların depremlere sebep olacağı değil, dağların bulunduğu yerde meydana gelen depremlerin şiddetini, dağın kendi üstüne çekerek sarsıntıyı absorbe etmesi şeklindedir.
Nitekim ayetlerde yer alan “sizi sarsmasın, onları sarsmasın” ifadeleri dağların sarsılmamasını değil, etrafındakilerden sarsıntıyı azaltmak şeklinde olduğunu göstermektedir.
Mesela Konya gibi düz bir zeminde meydana gelecek 7,0 şiddetindeki bir depremin sarsıntısı ile, Toros dağlarında meydana gelecek 7,0 şiddetindeki depremin sarsıntısı aynı seviyede olmayacaktır. Çünkü dağlar, depremin şiddetini kendi üstüne çekecek, dolayısıyla hissedilen sarsıntıyı azaltacaktır.
Bilimsel Örnek
Peki bilimsel açıdan bu gerçekten böyle midir?
2015 senesinde Nepal’de meydana gelen şiddetli depremde çok büyük can kayıpları beklenirken açıklanan rakamlar beklentinin çok altında kalmıştır. Bunun sebebi ise dağların, depremin şiddetine karşı bir tampon vazifesi görerek, sarsıntıyı azaltmış olmasından kaynaklanmaktadır.[1]
Netice
Kur’an, dağların depremleri engellediğini veya dağların bulunduğu yerde depremlerin olmayacağını söylememekte bilakis dağların sarsıntıyı azaltan bir vazifesi olduğunu ifade etmektedir.
Dolayısıyla iddia sahibi meseleyi ya kasıtlı ya da kasıtsız olarak yanlış anlamış ve yanlış aktarmıştır.
Yakın tarihte Nepal’de meydana gelen şiddetli bir depremi inceleyen araştırmacıların ortaya koymuş oldukları rapor da Kur’an’ı teyit eder mahiyettedir. Bu yüzden ilgili ayet-i kerimeler, bilimsel hata içermek şöyle dursun, bilimsel birer mucize teşkil etmektedir.
[1]Bu hususta yazılan makale için linke tıklayabilirsiniz. https://www.researchgate.net/publication/338849858_The_Influence_of_Surface_Topography_on_the_Weak_Ground_Shaking_in_Kathmandu_Valley_during_the_2015_Gorkha_Earthquake_Nepal