Soru-Cevap

Peygamberimizin ﷺ Çok Evlilik Yapmasının Hikmetleri Nelerdir?

Soru: Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) neden çok evlilik yapmıştır?

Cevap: Bu mesele günümüzde çokça sorulan ve bazı Müslümanların kafasını karıştıran bir sorudur. Neden tek eş ile yetinmedi? Bu kadar fazla evlilik yapması onun -haşa- nefsini ön plana çıkarmasından mı kaynaklanmaktadır? Gibi sualler de bu konu ile alakalıdır.

Her şeyden önce şunu ifade edelim ki Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) yapmış olduğu tüm evlilikleri birçok maslahat ve hikmet gözeterek yapmıştır. İlerde neden birden çok evlilik yaptığını daha detaylı ele alacak olsak da evvela belirtmemiz gereken birkaç husus vardır:

  • Peygamberimiz 25 yaşında yani en dinamik zamanında ve daha önce evlilik geçirmemiş olmasına rağmen, kendisinden 15 yaş büyük ve evlilik geçirmiş olan Hz. Hatice (radıyallahu anha) annemiz ile evlenmiştir. Hz. İbrahim hariç tüm çocukları da Hatice annemizden olup, evlilikleri 25 sene sürmüş, bu esnada ikinci bir evlilik yapmamıştır. İnsanın gençlik zamanında kendisinden 15 yaş büyük ve dul birisiyle evlenmesinin heva ile nasıl bir alakası olabilir?
  • Hz. Hatice vefat edince, kocası Habeşistan hicretinde ölen ve yaşça Efendimizden büyük olan Sevde binti Zem‘a annemiz ile evlenmiş, 3 sene kadar evli kaldıktan sonra Sevde annemiz vefat etmiştir. Dolayısıyla Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) 54 yaşına kadar tek eşlidir ki onlar da kendisinden yaşça büyük ve dul kimselerdir.
  • Hz. Aişe (radıyallahu anha) annemiz dışındaki tüm hanımları daha önceden evlilik geçirmiş kimselerdi.

Bu ön bilgiden sonra şunu ifade edelim ki, Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) çok evlilik yapmasında ziyadesiyle hikmet bulunmaktadır. Bunları 5 başlık altında toplayabiliriz; Eğitim ve Öğretim, Teşriî Yönü, Sosyal Hikmet, Siyasi Hikmet ve Merhamet.

Eğitim ve Öğretim

İslam’da kadınlara mahsus birtakım hükümler vardır. Hz. Aişe (radıyallahu anha) ile evliliği bu eğitim ihtiyacının karşılanması hususunda ciddi bir örnektir. Zira kendisi hanımlarla sık sık dersler yapmakta, onların sorularını cevaplamaktaydı. Hatta Hz. Ömer, kadınlarla ilgili fıkhî mesele olduğunda Hz. Aişe’nin görüşünü tercih ederdi.[1] Kur’an’ın delaletlerini, kıraatlerini, nüzûl sebeplerini son derece iyi bilen Hz. Aişe, anlayış bakımından emsalsiz birisiydi. 2200’den fazla hadis rivayet etmesi sebebiyle “muksirûn” denilen, en çok hadis rivayet eden 7 sahabîden biri olmuştur. Bilhassa Peygamberimizin ev içi hayatı ve kadınların özel halleri meselelerindeki birçok detayı Hz. Aişe annemiz vesilesi ile öğrenmekteyiz.

Teşriî (Yasa) Yönü

Peygamberimizin bazı evlilikleri de Cenab-ı Allah’ın koyduğu hükümleri bizatihi tatbik etmek, batıl cahiliye adetlerini yıkmak içindir. Mesela Zeyneb binti Cahş (radıyallahu anha) validemiz ile olan evliliği bu hikmete mebnîdir. Arapların sahip olduğu “evlatlık öz çocuk gibidir, dolayısıyla evlatlığın hanımı da gelin gibidir” batıl inancının yok edilmesi için, Hz. Zeyd’in (radıyallahu anh) boşamış olduğu Hz. Zeyneb’i, Allah’ın emretmesi suretiyle nikahlamıştır. Bu uygulamalı hüküm ile “evlatlık=öz çocuk” inancı yıkılmıştır. Peygamberimizin, Hz. Zeyneb ile olan evliliği hakkındaki yazımızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.    

 Sosyal Hikmet

Peygamberimizin dostları olan sahabe-i kiram, tabii olarak onunla olan ilişkilerini daha da öteye taşımak, akrabalık bağı kurmak istiyorlardı. Bu sebeple de ya kızlarını Efendimiz ile evlendirmek istiyorlar ya da Efendimizin kızları ile evlenmek istiyorlardı. Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer’in (radıyallahu anhuma) kızlarını Peygamberimizle evlendirmeleri, Hz. Osman’ın ise Peygamberimizin kızı ile evlenmesi bu hikmete örnek olarak gösterilebilir.

Siyasi Hikmet

Peygamberimizin evliliklerinin çoğunda siyasi amaçlar vardır ve bunlarla ciddi bir semere elde edilmiştir. Birkaç misal verecek olursak:

a. Cüveyriyye binti Hâris (radıyallahu anha)

Cüveyriyye binti Hâris (radıyallahu anha) Benî Mustalik kabilesinin reisinin kızıydı. Kendisi savaşta esir düşmüş ve Peygamberimize esirliğin kendisine zor geldiğini söylemişti. Efendimiz de ona evlenme teklif etti ve o da kabul etti.[2] Bu hadise üzerine sahabe, aynı kabileden esir olarak alınan onlarca aileyi serbest bıraktı. Zira Peygamberimizin hanımının kabilesinden olan kimselerin esir olarak kalmaları edebe yakışmazdı. Görüldüğü üzere bu evlilikte hem Benî Mustalik kabilesi ile siyasi bir amaç gözetilmiş, hem bu evlilik vesilesiyle yüzlerce kişi esaretten kurtulmuş ve en önemlisi de tüm kabile İslam’ı benimseyip Müslüman olmuşlardır.

b. Safiyye binti Huyey (radıyallahu anha)

Safiyye binti Huyey (radıyallahu anha) annemiz Benî Kurayza kabilesinin reisinin kızıydı ve ailesi Yahudilerin ileri gelenlerindendi. Kendisi de İslam’a son derece düşmandı. Hayber Gazvesi’nde kendisi ve birçok kişi esir olarak alındı. Toplum önderinin kızı olması sebebiyle sahabe onu Rasulullah’a teslim etmek istedi. Peygamberimiz de onu muhayyer bırakarak, Müslüman olduğu takdirde kendisi ile evleneceğini, Müslüman olmazsa da hür bırakacağını ifade etti. Tercihini evlilikten yana kullanan Safiyye validemiz, son derece güzel bir Müslüman olarak hayatına devam etti. Haricen Yahudilerden seçkin birisinin kızı olması hasebiyle Yahudilerin Müslümanlara olan düşmanlığında azalma oldu ve bu vesile ile İslam Devleti’nin sınırları daha geniş bir havzaya, daha rahat bir surette yayılma imkânı buldu.[3]

c. Ümmü Habîbe (radıyallahu anha)

Ümmü Habîbe (radıyallahu anha) annemiz, öncesinde azılı İslam düşmanı olan Ebu Sufyan’ın kızıdır. Habeşistan’da kocası vefat edince orada tek başına kalmıştır. Onun bu haline üzülen Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Habeşistan kralı Necaşi’ye mektup göndererek Ümmü Habibe ile evlenmek istediğini söylemiş, Necaşi de bunu Ümmü Habibe’ye iletince kendisini çok büyük bir mutluluk kaplamıştır.[4] Zira Mekke’ye dul olarak dönse babası ya onu küfre zorlayacak ya da işkence yapacaktı. Fakat bu evlilikle birlikte böyle bir şeye imkân kalmamış oldu. Bu nikah haberi Ebu Sufyan’a ulaşınca da kendisi ciddi bir tepki vermemiş bilakis memnun olmuştur. İşte bu nikah vesileyle de Ebu Sufyan, Müslümanlara eskisi kadar düşmanlık göstermemiştir.[5]

d. Mâriye (radıyallahu anha)

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) civarındaki ülkelere tebliğ mektupları gönderiyordu. Bunlardan birisi de Mısır’ın lideri Mukavkıs’tır. Mukavkıs, kendisine ulaşan mektubu hoş karşılamış, Peygamberimize bazı hediyelerle birlikte iki tane de cariye göndermiştir. Yolda kendilerine İslam anlatılmış, onlar da Müslüman olmuşlardır. İşte Hz. Mâriye de bunlardan birisidir. Medine’ye ulaştıklarında Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) onu kendisine almış ve bu sayede Mısır ile ilişkiler güçlenmiştir. Öyle ki Mısır’ın içinde yaşayan Bizanslılar ile Müslümanlar arasında çıkan savaşta Mısırlılar, Bizanslılara yardım etmemiş, tarafsız kalmışlardır.

e. Meymune binti Hâris (radıyallahu anha)

Peygamberimizin, Meymune binti Hâris (radıyallahu anha) annemiz ile olan evliliği Hudeybiye antlaşmasından bir yıl sonra olmuştur. Peygamber Efendimiz ve Müslümanlar, Mekke’ye tavaf etmek için gittiklerinde Peygamberimizin amcası Abbas, ona Meymûne ile evlenmesini teklifi etti. Zira Meymûne, Abbas’ın (radıyallahu anh) baldızı olup, nikah yetkisini ona vermişti. Peygamberimiz de bu teklifi kabul ederek, onunla nikahlandı. Bu durum karşısında Mekkelilerde bir yumuşama olmuş ve Peygamberimizin hala kendilerine karşı dostluk beslediği neticesine varmışlardır. Bu evliliği yaptığında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) altmış yaşları civarındadır.

Merhamet

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) son derece yumuşak kalpli, elinden geldiğince insanlara yardım etmeye çalışan, yeri geldiğinde elinde avucunda ne varsa infak eden birisiydi. Bu engin merhametinden dolayı yapmış olduğu evlilikler de vardır;

a. Sevde binti Zem‘a (radıyallahu anha)

Sevde binti Zem‘a (radıyallahu anha) ilk Müslümanlardandır. Kocası Habeşistan’a yapılan hicretten sonra vefat etmiş, kimsesiz kalmıştı. Yaş olarak da Efendimizden büyüktü. Mekke’de ailesi olsa da onlar müşrikti ve oraya döndüğünde dinden dönmesi için zorlanacaktı. Onun bu yalnızlığını Peygamberimiz nikahlanmak suretiyle giderdi ve onu himayesine aldı.

b. Zeyneb binti Huzeyme (radıyallahu anha)

Zeyneb binti Huzeyme (radıyallahu anha) annemizin kocası Ubeyde b. Hâris, Bedir harbinde şehit düşmüş kendisi de dul kalmıştı. Yaşı da 60 olan mübarek annemize Peygamberimiz kol kanat germiş, himayesine almıştır. Zaten evlendikten 2 sene sonra annemiz vefat etmiştir.

c. Ümmü Seleme (radıyallahu anha)

Ümmü Seleme (radıyallahu anha) validemiz ilk Müslümanlardan olup Habeşistan’a hicret edenlerdendir. Eşi Uhud Harbi’nde şehit düştüğünden kendisi dul kalmıştır. Onun yalnızlığını evvela Hz. Ebubekir (radıyallahu anh) gidermek istemişse de o bunu kabul etmemiştir. Ardından Hz. Ömer (radıyallahu anh) onunla evlenmek istemiş fakat onu da istememiştir. Bunun üzerine Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) talepte bulunmuş o da bunu kabul etmiştir. Böylece Ümmü Seleme’nin çocukları babasızlığı hissetmemiş ve kendisi de himaye edilen bir konuma gelmiştir.

Netice

Özetleyecek olursak, Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) birçok evlilik yapmışsa da her bir evlilikte hikmet ve maslahat mevcuttur. Ya kadın Müslümanlara daha iyi hocalık yapacak kadın hocalar yetiştirmek istemiş, ya Allah’ın koyduğu kanunları tatbik etmiş, ya sosyal ve siyasi faydaları gözetmiş ya da savaşta eşini kaybedip de yardım ve himayeye muhtaç dul kadınlara kol kanat germiştir.

Henüz 25 yaşında iken kendisinden 15 yaş büyük ve evlilik geçirmiş birisiyle evlenmesi, 55 yaşına kadar tek eşli bir hayat sürmesi, Hz. Aişe (radıyallahu anha) dışındaki tüm evliliklerinin dul ve yaşlı kimselerden olması tüm bu nikahların nefsanî bir hareketle gerçekleşmediğini bizlere göstermektedir. Aksini iddia eden akıl, hikmet ve fıtrattan uzaktır.


[1] Bkz. Dia Hz. Aişe maddesi.

[2] Muhammed Ali es-Sâbûnî, Şübehât ve Ebâtîl Havle Teaddüdi Zevcâti’r-Rasûl Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 1980, s. 26

[3] Muhammed Ali es-Sâbûnî, a.g.e, 1980, s. 29.

[4] Muhammed Ali es-Sâbûnî, a.g.e, 1980, s. 31.

[5] Ebu Abdillah el-Kurtubî, el-Câmi‘ li Ahkâmi’l-Kur’ân, Dâru’l-Kütübi’l-Mısrıyye, Baskı: 2, 18/58.

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Selâmun aleyküm.
    Site bildirimlerini açtığım halde bildirim gelmiyor. Telefon ayarlarından da kontrol ettim. Ayarlar açık.

    1. Aleyküm selam. Bazı teknik sorunlar yaşayabiliyoruz. Bildirim için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu