Makaleler

Kadınların Şahitliği

Bu yazımızda “kadınların şahitliği” meselesini ele alacağız.

Söze önce Kur’an-ı Kerîm’deki ayet-i celile ile başlayalım. Cenab-ı Hakk Bakara Sûresi 282. Ayet-i celilede buyuruyor ki:

Erkeklerinizden iki kişiyi şahit yapınız. Şayet iki erkek bulunmazsa o zaman doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadını şahit tutun ki birisi unutur, şaşırır ya da yanılırsa; diğeri ona hatırlatır.”

Kur’an-ı Kerîm’in bu ifadesi, aslında yanlış yorumlamalara gidilemeyecek derecede çok titiz ve ince bir ifadedir. Zira Cenab-ı Hakk “erkeklerden” ifadesi yerine “sizin erkeklerinizden” ifadesini kullanmıştır. Bu, aynı zamanda çocukların ve Müslümanların aleyhine şahitlik yapabilecek gayr-i müslimlerin şahitliğinin yeterli olmadığını da anlatır. Yani mümin olmayan erkeklerin, müminler aleyhindeki şahitlikleri geçerli değildir.

Şahitlik için şayet iki Müslüman erkek bulunmazsa, o zaman bir erkekle iki kadının şahitliği geçerli olur. Aslında bu şart da şahitlik için yeterli değildir. Şahitliğin geçerli olabilmesi için şahitlerin, doğruluklarına güvenilen kimselerden olması gerekir. Yoksa gelişigüzel bir erkekle iki kadının veya iki erkeğin şahitliği muteber ve geçerli olmaz. Nitekim başka bir ayet-i celilede geçen:

Sizden iki adaletli kimseyi şahit yapın.” (Talak, 2) ifadesi, şahitlerin adil (doğru sözlü) kimselerden olmaları da şarttır. Sonra bir erkek yerine iki kadın olsun ki “birisi unutur şaşırırsa diğeri ona hatırlatsın” ifadesi çok önemlidir.

Bazı reformist ve ilahiyatçıların dediği gibi kadının şahitliği konusundaki bu ilahi hüküm hiçbir zaman “kadının erkekten daha az değerde ve şerefte olduğunu” göstermez.

Genellikle zabt (akılda tutma) konusu göz önünde bulundurulduğu zaman erkeklere oranla kadınlarda akılda tutma gücü biraz zayıftır. Yani kadınların unutma ihtimali daha fazladır. Böyle olmayanlar bulunsa da itibar kişiye değil cinsedir. Cinsin de çoğunluğuna göredir.

Kadın Psikolojisi

a. Kadının yaratılışında duygusallık ağır basar. Duygusallığın ağır bastığı kimselerde aşırı heyecan ve etkilenme söz konusu olur. Etkilenmenin çokluğu ise unutma sebeplerindendir.

b. Pek çok zeki insan vardır ki; aşırı duygusallıktan, fazla etkilenmekten dolayı hafızasına güvenilmez. Mesela, kadının kocasıyla tartışmış, komşusuyla problem yaşamış ya da küçük yavrusunu evde tek başına veya hasta bırakmışsa, onun şahit tutulduğu konuya ne kadar ilgi duyacağını anlatmaya gerek yoktur. Kalbi ve beyni şahitliğini yapacağı konudan çok, hisleriyle bağlı kaldığı olaylarla meşguldür.

c. Kadında sübjektiflik (duygusallık) erkekten çok daha fazladır. Dış çevredeki tehlikeli, heyecanlandırıcı, ani ortaya çıkan olaylar ilk anda onu telaşa sevk eder.

Bir de ticari işlemler ve insanlar arasındaki alışveriş kargaşası gibi olaylarla ilgilenmek kadınlık açısından arzu edilen bir durum değildir.

d. Kadında haya ve utanma duygusu kuvvetlidir. Böyle de olması gerekir. Onun bu değerli özelliği, en küçük bir uğraşmayla büyük ölçüde gücünü kaybeder. Bunun için, kadının olaydan etkilenmesi ve duygulanması erkekten çok fazladır. Bu açıdan bir kadına şahitlik yükünü yüklemek, onu bir anlamda zor durumda bırakmak ve tedirgin etmektir.

e. Kadının fıtratı ve kendi cinsinin olgunluğu erkeğin zıddı olduğundan erkekleşmek, kadın için bir düşüş ve dejenere (kimliğini kaybetme) demektir.

Bunlardan dolayı kadınlaşmış erkeklerin şahitliği geçerli ve muteber olmadığı gibi, erkekleşmiş ve yarı yarıya erkek gibi olmuş kadınların şahitliği de caiz değildir.

Kadın, Erkekten Daha Az Değerde midir?

Bazı reformist ve akademisyenler diyor ki: “Kur’an’da kadının erkekten daha az değerde ve şerefte olduğunu bildiren hiçbir ayet yoktur.” Elbette ki Cenab-ı Hakk haşa böyle bir ayrım yapmamıştır. Çünkü O, Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurmuştur:

Şüphesiz Allah indinde sizin en değerli ve en üstün olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır.” (Hucûrât, 13) Fakat aynı Kur’an sözü edilen ayette “iki kadın şahit tutun” emrini vermiştir.

Şu bir hakikattir ki, yaratılış gerçeği, kadının mükemmelliği erkeğin mükemmelliğini ayrı ayrı özelliklere bağlamıştır. Birçok konuda olduğu gibi şahitlik konusunda da kadın, erkekten daha unutkan olabilir. Kadını, bu gibi olayları hatırda tutmaya mecbur etmek, ona karşı haksızlık etmek olur.

Ancak, erkeklerin bilgi sahibi olmaları caiz olmayan hususlarda yalnızca kadınların bilgi vermesiyle, hatta yerine göre yalnızca bir kadının şahitliği ile amel etmek caiz olur. Mesela kadınlar hamamında işlenen bir cinayetin şahidi ancak bir kadın olabilir.[1]

Hasılı, Kur’an-ı Kerîm ne söylerse doğru söyler. Yeter ki doğru anlaşılsın.

Selam ve dua ile…


[1] Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, 2/260-261.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu