Soru-Cevap

İslamiyet Sadece Araplara mı Gelmiştir?

Soru: İslamiyet sadece Araplara mı gelmiştir?

Cevap: Günümüzde bir kısım insanlar yüce dinimiz İslam’ın tüm insanlar için gönderilmediğini, sadece Arap yarımadasına hatta yalnızca Mekke bölgesine ait bir din olduğunu dile getirmektedir. Bunu da önce hevalarına, ardından da yanlış anladıkları En‘am, 92 ayetine dayandırmaktadırlar.

İlgili ayette Cenab-ı Allah şöyle buyurur:

İşte bu (Kur’an) da bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilâhî kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke’yi) ve çevresini uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır. Ahirete iman edenler, ona da inanırlar. Onlar namazlarını vaktinde kılarlar. (En‘am, 92)

Peygamberimiz ve Sahabenin Ameli

Bu iddiayı dile getirenler ayet-i kerimede yer alan “çevresini” (havle hâ) ifadesini muhtemelen Mekke’nin birkaç km etrafındaki köy ve kasaba zannettiklerinden bu hataya düştüler. Fakat en azından Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke’ye yaklaşık 450 km mesafede yer alan Medine’de İslam devleti kurmasından hareketle ayetin manasının kendi anladıkları şekilde olmadığını sorgulamalıydılar. Hatta Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’de devlet kurmakla yetinmeyip davetlere devam etmiş ve vefat ettiğinde Arap yarımadası tamamen İslam devleti sınırları içine girmişti. Herkesin malumudur ki Mekke ile Yemen birbirine çok yakın yerler değildir.

Keza sahabenin de İran, Irak, Fas ve Suriye’yi yanlışlıkla fethettiğini veya Kur’an’ı günümüzün yeni ateistlerinden daha kötü anladığını iddia etmek en basit tabiriyle komiklik olacaktır.

Tefsirlerden Nakiller

Peygamberimizin ve sahabenin yapmış olduğu amel, “çevresini” ifadesinin ne manaya geldiğini en güzel şekilde anlatmaktaysa da yine de birkaç tefsirden nakil yapalım.

Ebu’l-Berekât en-Nesefî (rahimehullah) buradaki “havle hâ-çevresini” ifadesini “doğu ve batı ehli” diye tefsir etmiştir.[1] Kurtubî (rahimehullah) ise aynı ifade için “bütün yeryüzü” manasını vermektedir.[2]

Fahreddin er-Râzî de (rahimehullah) farklı bir yorumda bulunmayıp, bu ifadenin tüm köy, kasaba ve beldeleri kapsadığını söylemiştir.[3]

Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Bütün İnsanlara” Gönderilmesi

Yapılan hatalardan birisi de tek bir ayetten hüküm çıkarmaya çalışmaktır. Zira başka bir ayette zaten Allah (azze ve celle): “Biz, seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Sebe, 28) buyurmaktadır.

Ayette yer alan “bütün insanlar” (kâffeten linnâs) tevile mahal bırakmayacak şekilde İslamiyet’in ırk, millet ve devlet farkı gözetmeksizin herkes için geldiğini açıkça göstermektedir.

Ateistlerin Çelişki Vehmi

Bu noktada bazı ateistlerin Kur’an’da çelişki olduğunu iddia ettiklerini de üzülerek müşahede etmekteyiz. Bir ayette “Mekke ve çevresi”, diğer ayette ise “tüm insanlar” kalıbının çelişki olduğunu maalesef söyleyebilmektedirler.

Ateistlerin yaptığı, birisine güneşe önce mavi dedirtip, ardından sarı olduğunu söyleterek iki hüküm arasında çelişki olduğunu iddia etmelerinden farksızdır.

Nitekim En‘am suresindeki ayette yer alan “Mekke ve çevresini” ifadesi için önce kendi zihin dünyalarında bir anlam oturtmuşlar, ardından zihinlerindekine uymayan başka bir anlamla karşılaştıklarında buna çelişki demişlerdir. Halbuki sorun, anlayışlarından kaynaklanmaktadır. Yoksa Allah Teala bir ayette İslam’ın bölgesel, diğer ayette evrensel olduğunu söylememiştir.

Her ikisinde de davetin tüm insanlara yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur.


[1] Ebu’l-Berekât en-Nesefî, Medâriku’t-Tenzil ve Hakaiku’t-Te’vîl, Dâru’l-Kelimi’t-Tayyib, 1/521.

[2] Şemseddin el-Kurtubî, el-Câmi‘ li Ahkâmi’l-Kur’an, Daru’l-Kütübi’l-Mısrıyye, 7/38.

[3] Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, Dâru İhyai’t-Türâs el-Arabî, 13/65.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu