Soru-Cevap

Kadınlardan Peygamber Gelmiş midir?

Peygamber Kelimesi ve Rasûl-Nebî Ayrımı

Dilimize Farsçadan geçen “peygamber” kelimesi kök itibariyle pîgam (haber) ber (getiren) şeklindedir. Arapçada ise bu kavram “rasûl” veya “nebî” olarak isimlendirilmektedir. Alimlerimiz rasûl ve nebî mefhumlarının arasında bazı farklardan bahsetmiştir. Bunlardan birisi de rasûlün tebliğ ile vazifeli olduğu, nebînin ise böyle bir görevinin olmamasıdır. Türkçedeki peygamber kelimesi ise her ikisinin yerine de kullanılmaktadır.

İmam Eş‘arî ve İmam Kurtubî’nin İhtilafı

Kadınlardan rasûl gelmediği hususunda alimler arasında ittifak varsa da nebî gelip gelmediği meselesi tartışmalıdır. Cumhur ulema kadınlardan nebî de olmadığını söylerken, İmam Eş‘arî ve İmam Kurtubî (rahimehumallah) Hz. Havva, Hz. Meryem, Hz. Asiye, Hz. Hacer ve Hz. Musa’nın annesinin nebî olduklarını ifade etmişlerdir.[1]

Ayet-i Kerîmedeki “Rical (Erkekler)” İfadesi

Çoğunluk, ismi geçen kadınların nebî değil, velî birer kul olduğunu söylerken naklî ve aklî birtakım delillere istinad etmişlerdir. Mesela Cenab-ı Allah bir ayette şöyle buyurmaktadır: “Biz senden önce de memleketler halkından ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hala aklınızı kullanmıyor musunuz?” (Yusuf, 109) Bir kısım alimler ayetteki “erkekler” ifadesinin cinsiyet bildirdiğini söylerken,[2] bazıları bu kelimenin cinsiyet için değil de peygamberlerin melek olmayıp “insan” oluşlarına vurgu yapıldığını söylemektedirler.[3]

Nitekim müşrikler, peygamberin melek olmasını istemekteydi; “Hani onlara peygamberler önlerinden ve arkalarından gelmiş, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyin” demişler, onlar da “Eğer Rabbimiz dileseydi (Peygamber olarak) melekler indirirdi. Bu sebeple, biz sizinle gönderilenleri inkâr ediyoruzdemişlerdi.” (Fussilet, 14)

Dolayısıyla Cenab-ı Allah’ın “erkekler gönderdik” ifadesi cinsiyet manası taşıyabileceği gibi, gönderilenlerin melek olmadığına vurgu yapılmış olması da muhtemeldir.

Kadınların Fıtratı

Şunu da belirtelim ki kadınlar yaratılış itibariyle naîf varlıklardır. Bazıları bunu kabul etmek istemese de gece geç saatte sokakta tek başına yürümeyi hiçbiri istemeyecektir. Bu bir kusur değildir. Yaratılış icabı Allah gücü erkeğe, şefkati kadına; idareyi erkeğe, merhameti kadına; sertliği erkeğe, nezaketi kadına vermiştir ki bu sayede iki zıt kutup gibi birbirini çekebilmektedirler. Eğer iki cinste de tüm vasıflar eşit seviyede olsaydı o zaman aynı kutupların birbirini itmesi gibi kadın ve erkek de birbirlerini itecek, dolayısıyla da evliliklerde geçimsizlik hat safhaya çıkacak ve bu da hayatı sevimsiz bir hale dönüştürecekti.

Risâlet Meşakkati

Peygamberlik vazifesi birçok sorumluluğu beraberinde getirmektedir. Tebliğ yaparken pek çok meşakkate, belki işkencelere katlanma, ordu bulunduğunda komutanlık yapma, devlet kurulduğunda ona başkanlık etme bunlardan bazılarıdır. Sokak sokak dolaşıp insanları davet etme[4], bunu yaparken hakâretlere ve sözlü tacizlere uğrama göze alınmalıdır. Kabul edelim bu tarz sıkıntılar herkes için zor olsa da kadın için daha da zordur. Dolayısıyla kadından (rasûl manasında) peygamber gelmemiş olması yaratılışlarına son derece uygundur.


[1] Molla Ali el-Kârî, Dav’u’l-Meâli fî Şerhi Bed’i’l-Emâlî, Dâru’s-Sirâc, Thk: Ömer Faruk Korkmaz, İstanbul, s. 126.

[2] Bu hususta detaylı bilgi için bkz. Abdurrahim b. Ali Şeyhzâde, Nazmu’l-Ferâid ve Cem‘u’l-Fevâid, 34. Feride.

[3] Ebu’l-Berekât en-Nesefî, Medâriku’t-Tenzîl ve Hakâiku’t-Te’vîl, Dâru’l-Kelimi’t-Tayyib, 2/138.

[4] Burada kastettiğimiz peygamber “rasûl”dür.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu