HadisMakaleler

“İnsanların arasına karışıp onların eziyetlerine sabreden mümin…” Hadis-i Şerifi

بسم الله الرحمن الرحيم

عن ابن عمر رضي الله عنهما قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: الْمُؤْمِنُ الَّذِي يُخَالِطُ النَّاسَ، وَيَصْبِرُ عَلَى أَذَاهُمْ؛ أَفْضَلُ مِنَ ‌الْمُؤْمِنَ الَّذِي لَا ‌يُخَالِطُ النَّاسَ، وَلَا ‌يَصْبِرُ ‌عَلَى أَذَاهُمْ

Hadis-i Şerîfin Manası

İnsanların arasına karışıp onların eziyetlerine sabreden mümin, insanların arasına karışmayıp eziyetlerine sabretmeyen müminden daha faziletlidir.

Hadis-i Şerîfin Tahrici

Bu hadisi Tirmizî, İbn Mâce, Ahmed b. Hanbel ve İmam Buharî (rahimehumullah) el-Edebü’l-Müfred isimli eserinde İbn Ömer’den (radiyallahü anhüma) merfu olarak rivayet etmiştir.[1]

Hadisin Sübûtu

Ulemadan bu rivayetin sâbit olduğunu söyleyenler mevcuttur. Örnek olarak şu isimleri zikredebiliriz;

  • İbn Müflih (rahimehullah).[2]
  • Sadruddin el-Münâvî (rahimehullah).[3]
  • İbn Hacer (rahimehullah).[4]
  • Sehâvî (rahimehullah).[5]

Hadisin Şerhi

Bu rivayet, insanlardan ayrılıp uzlete çekilmek yerine onların arasına karışıp sabır ahlakı ile ahlaklanmanın daha faziletli olduğunu ifade etmektedir.

Fakat bu fazilet insanlara karışmanın neticesinde bir günaha bulaşmama ile kayıtlanmalıdır. Aksi takdirde uzlete çekilmek insanlara karışmaktan evladır. Nitekim bu hususta Abdullah b. Mesud (radıyallahü anh) şöyle buyurmuştur:

خَالِطِ النَّاسَ وَزَايِلْهُمْ وَدِينَكَ لا تَكْلِمَنَّهُ

İnsanların arasına karış ama dinini zedeleme.[6]

Ebu Zerr de (radıyallahü anh) da şöyle demiştir:

الصَّاحِبُ الصَّالِحُ خَيْرٌ مِنَ الْوَحْدَةِ، وَالْوَحْدَةُ خَيْرٌ مِنْ صَاحِبِ السُّوءِ

“İyi arkadaş tek kalmaktan hayırlıdır. Tek kalmak da kötü arkadaştan hayırlıdır.”[7]

Molla Alî el-Kârî şöyle demiştir: “Bu meselede orta yol, avam insanlardan uzlete çekilip salih insanlarla beraber olmaktır ki bu da Nakşibendîler, Şazelîler ve Bekrîler gibi büyüklerin yoludur.”[9]

Yine benzer bir manada şu hadis-i şerifi de zikredebiliriz. Efendimiz (sallallahü teala aleyhi ve sellem) Allah’ın sevdiği üç kişiden bahsederken şöyle buyurmuştur:

ثَلَاثَةٌ يُحِبُّهُم اللهُ… وَالرَّجُلُ يَكُونُ لَهُ الْجَارُ يُؤْذِيهِ جِوَارُهُ، فَيَصْبِرُ عَلَى أَذَاهُ حَتَّى يُفَرِّقَ بَيْنَهُمَا مَوْتٌ أَوْ ظَعْنٌ.

Allah üç kişiyi sever…Bunlardan birisi de komşusunun eziyetlerine maruz kalan, fakat buna komşusunun ölmesi veya başka bir yere taşınmasına kadar sabreden kimsedir.[8] buyurarak eziyete sabretmenim karşılığının Allah’ın sevgisi olduğunu beyan etmiştir.

Allah bizi sabredenlerden eylesin… Âmin.


[1] Tirmizî, Sünen, no: (2507); İbn Mâce, Sünen, no: (4032); Buhârî, el-Edebü’l-Müfred no: (388), Ahmed b. Hanbel, Müsned, no: (5022).

[2] İbn Müflih, el-Âdâbu’ş-Şer‘iyye, (3/449).

[3] Sadruddin el-Münâvî, Keşfu’l-Menâhic, (4/345).

[4] İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, (10/512); Bulûgu’l-Merâm, no: (1570).

[5] Sehâvî, el-Mekâsidu’l-Hasene, s. 391, 703.

[6] Veki b. Cerrâh, ez-Zühd, no: (531).

[7] İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, no: (35828).

[8] Ahmed b. Hanbel, Müsned, no: (21340).

[9] Alî el-Kârî, Mirkatu’l-Mefatîh, (8/3181)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu