AkaidMakaleler

Teberrük Hakkında İki Şüphe: Şirk İmkanı ve “Rıdvan Ağacı”nın Kesilmesi

Bir önceki yazımızda teberrükün cevazı hakkında ulemanın amelleri ve sözlerini paylaşmıştık. Dileyen buraya tıklayarak onu okuyabilir. Teberrük hakkında ele alacağımız bu son bahiste ise bu mesele hakkında şüpheleri zikredip, cevaplarını vereceğiz.

1. Şüphe: Teberrükün Şirke Götürmesinin İmkanı

Şüphenin İzahı: Teberrükün şirke götürmesi imkan dahilindedir. Çünkü kendisiyle bereketlenilen kişi teberrük yapanın gözünde mukaddes bir varlıktır. Bu da teberrük yapanın bazı zamanlar teberrük yaptığı kişiye tapması riskini doğurmaktadır. Evla olan şirke götürme ihtimali olan her işi engellemektir. Dolayısıyla teberrükü yasaklamak gerekmektedir.

Cevap: Teberrükün şirke götürme ihtimalini kabul etmiyoruz. Çünkü ümmet, sahabe ve tâbiîn döneminden beri Resulullah’ın âsârıyla teberrük yapagelmişlerdir ve teberrük yapan kişilerden hiçbirinin şirke düştüğü mervî değildir.

Putperestler altından put üretiyorlar diye yeryüzündeki bütün altınları yok etmemiz gerekmez. Bu ahmakça bir tutum olur. İnsanlar bir şeyi hatalı kullandığında yapılması gereken şey onu tamamen yok etmek değil ıslah edip doğru kullanımını vazetmektir.

2. Şüphe: Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) “Rıdvan Ağacı”nı Kesmesi

Şüphenin İzahı: Muhaliflerimiz, içeriğinde Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) Rıdvan ağacını kesmesini de barındıran bu rivayetle istidlal yaparak teberrükün caiz olmadığını iddia ettiler. İbn Teymiyye ve tabileri bu rivayeti çokça kullanmaktadırlar.

Cevap: Bu rivayetle teberrükün adem-i cevazına delil getirmek batıl bir iştir. Şimdi bunun hatalı olduğunu beş vecihten ispatlayalım.

1. Bu rivayetin senedi munkatıdır. Çünkü hadisi rivayet eden Nâfî (rahimehullah), Hz. Ömer’i (radıyallahu anh) hiç görmemiştir.

2. Ayrıca Nâfî’nin (rahimehullah) kendisi İbn Ömer’den (radıyallahu anhuma) buna tamamen muhalif başka bir rivayette de bulunmaktadır. İmam Buhari’nin (rahimehullah) es-Sahîh’inde tahric ettiği bu rivayette İbn Ömer (radıyallahu anhuma) şöyle demektedir: “Biz Hudeybiye biatından bir yıl sonra tekrar o bölgeye geldik. Altında biatleştiğimiz Rıdvan ağacının yeri hakkında içimizden iki kişi dahi ittifak edemedi.”[1]

Bu rivayet, sahabenin Rıdvan ağacının yerinin unuttuğuna delalet etmektedir ve bu unutma Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatta iken gerçekleşmiştir. Dolayısıyla bu rivayet, Nafî’nin (rahimehullah) Hz. Ömer’den (radıyallahu anh) yaptığı rivayeti düşürmeye yetmektedir.

Rıdvan Ağacı Hakkında Rivayetler

Kaldı ki İbn Ömer (radıyallahu anhuma) bu hadiseyi aktaran tek kişi de değildir. Aynı hadiseyi ashabtan Müseyyeb b. Hazm (radıyallahu anh) ve Rıdvan ağacının altında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile biatleşmiş bir sahabe topluluğu da rivayet etmiştir. Buhari (rahimehullah), Hudeybiye gazvesi babında Müseyyeb b. Hazm’den (radıyallahu anh) gelen şu rivayeti aktarır: “Ben o ağacı gördüm fakat daha sonra oraya geldiğimde onu tanıyamadım.”[2]

Buhari’nin (rahimehullah) rivayet ettiği başka bir hadiste Tarık b. Abdullah (rahimehullah) şöyle anlatmaktadır: “Hac için yola çıkmıştım. Yolda namaz kılan bir topluluğa denk geldim ve onlara ‘bu namazgah nedir?’ diye sordum. Onlar da bana, ‘bu Rıdvan biatında Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) gölgesinde biatleştiği ağaçtır’ dediler. Bunun üzerine Said b. Müseyyeb’in (rahimehullah) yanına gidip durumu ona haber verdim. O da bana, o ağacın altında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile biatleşenlerden biri olan babasının ona şunları anlattığını söyledi: ‘Biz, biatten bir yıl sonra o bölgeye geldiğimizde o ağacın yeri bize unutturulmuştu. Dolayısıyla ağacı bulamadık.’ Devamında şu ifadeleri kullandı: ‘Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabının bilmediği şeyi siz daha mı iyi biliyorsunuz?!’”[3]

Bunun gibi ağacın yerinin unutturulduğuna dair yapılan sahih rivayetler pek çoktur. Başka bir cihetten bakacak olursak şayet Rıdvan ağacı kesilmiş olsaydı bu bilinir ve meşhur olurdu. Özellikle de bunu Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) oğlu olan İbn Ömer’in (radıyallahu anhuma) bilmemesi düşünülemez.

Tembih

Hafız İbn Hacer (rahimehullah) Fethu’l-Bârî isimli eserinde şöyle der: “Fakat Said b. Müseyyeb’in (rahimehullah) babasının aktardıklarına dayanarak o ağacın yerini bildiğini iddia edenlerin sözünü inkar etmesi o ağacın yerinin mutlak olarak unutulduğuna delalet etmez. Musannif daha önce Cabir’den (radıyallahu anh) şu hadisi rivayet etmişti: ‘Şayet bugün gözlerim görseydi Rıdvan ağacının yerini size gösterirdim.’ Bu ifadeler, Hz. Cabir’in (radıyallahu anh), ilerlemiş yaşına rağmen Rıdvan ağacının yerini kesin bir şekilde bildiğine delalet eder. Yukardaki ifadesinden şu da anlaşılmaktadır ki ağacın o dönemde kuruması veya başka sebeplerle yok olmasına rağmen o yine de yerini hatırlıyordu. Sonra İbn Sa’d’ın (rahimehullah) et-Tabâkât’ında Nâfî’den (rahimehullah) gelen sahih bir isnatla şu rivayeti buldum: ‘Ömer (radıyallahu anh) o bölgeye ulaştığında bir topluluk ağacın yanına gelip namaz kıldılar. Bunun üzerine Hz. Ömer (radıyallahu anh) onlara kızdı ve ağacın kesilmesini emretti. Ağaç da kesildi.’”[4]

Fakat Hz. Cabir’in (radıyallahu anh) bu sözü İbn Hacer’in (rahimehullah) dediği şeye delalet etmez. Çünkü Cabir’in (radıyallahu anh) bu sözleri onun ağacın yerini gözlerini kaybetmeden önce sağlam bir şekilde zapt ettiğini göstermektedir. Kaldı ki bundan önce getirdiğimiz rivayetlerdeki Müseyyeb (radıyallahu anh), İbn Ömer (radıyallahu anhuma) ve ağacı bilen diğer sahabiler de kendilerince ağacın yerini iyi zapt etmişlerdi fakat ağacı aramaya gittiklerinde hangi ağaç olduğu hususunda emin olamamış ve onu bulamamışlardı.

Şu sabittir ki Hz. Cabir’in (radıyallahu anh) rivayeti, sahabenin Rıdvan ağacının yerini bildiğine delil teşkil etmemektedir ve İbn Sa’d’ın (rahimehullah) Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) Rıdvan ağacını kestiğine dair yaptığı rivayette hem metin hem senet açısından müşkildir. Dolayısıyla bu rivayete itimat edilemez.

Ağacın Kestirilme Sebepleri

Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) Rıdvan ağacını kestiğini kabul etsek bile bu karar iki sebepten birine dayanmış olması mümkündür.

1. Birinci ihtimal şudur ki sahabe efendilerimiz bu ağacın yerini unutmuşlar fakat buna rağmen rivayetlerin de ifade ettiği gibi bazı insanlar o bölgeden bir ağacı seçerek “işte bu Rıdvan ağacıdır” demişlerdir. Bunun üzerine onların bu fiilini gören Hz. Ömer (radıyallahu anh) o ağacın kesilmesini emretmiştir.

2. Ya da Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) böyle rastgele belirlenmiş bir ağacı değil de hakikaten Rıdvan ağacını kestiğini kabul etsek bile bunun sebebi cahiliye devrine yakın olmaları olabilir. Çünkü sahabe arasında cahiliye döneminde ağaç putlara tapmış olanlar da vardı. Cahiliye Araplarının putları, sadece yontulup insan veya hayvan suretine büründürülmüş nesnelerden oluşmuyor bilakis büyük kayalar veya şekli garip ağaçları da içeriyordu. Dolayısıyla Hz. Ömer (radıyallahu anh), insanların bu ağacın yanında ibadet etmesini, ağaç eski putları çağrıştırdığı için rahatsızlıkla karşılamış ve bu sebeple kesilmesini emretmiş olabilir.


[1] Buhari, es-Sahîh, (2958).

[2] Buhari, es-Sahîh, (4162).

[3] Buhari, es-Sahîh, (4163).

[4] İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, (9/269).

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu