Soru-Cevap

Allah Ne Yapacağımı Biliyorsa Beni Neden Yarattı?

“Allah ne yapacağımı biliyorsa beni neden yarattı?” sorusu günümüzde maalesef bazı Müslümanların kafasını karıştırmaktadır.

Bilmek ve Zorlamak İlişkisi

İnsanlar genelde bir şeyi bilmenin, o şeyi yapmayı zorlayacağını zanneder ve o yüzden bu soru karşısında sendeleyebilirler. Halbuki teknik tabiri ile söyleyecek olursak ilimde “tesir” yoktur. Yani bilgi, bir şeyi yaptırmak için kimsenin iradesini ve kudretini elinden almaz ve onu zorlamaz. Mesela yarın güneşin kaçta doğup kaçta batacağını bilmemiz güneşi o dakikada doğup batmaya zorlamakta mıdır?

Veya daha önce okumuş olduğu kitabı tekrar okuyan bir kimse üçüncü bölümde şu mesele var, yetmiş beşinci sayfada şurada kaza olacak, kitabın sonunda da şu adam ölecek gibi şeyler söylediğinde, bu şahsın kitap hakkında sahip olduğu bilgi yüzünden mi bu dedikleri olmaktadır? Yani o böyle olacak dedi diye oradaki tüm karakterlerin iradesini elinden almış mıdır? Veya onların fiillerini kendisi mi belirlemiştir? Yoksa mesele sadece o kişinin kitabı önceden okumuş olmasından hareketle olacakları bilmesinden mi ibarettir?

Cenab-ı Hakk’ın bir ismi de el-Alîm’dir. Zaman ve mekân kaydı olmaksızın her şeyi bilir. Dolayısıyla O’nun için “geçmiş, gelecek veya şu an” arasında herhangi bir fark yoktur. Öncelik ve sonralık gibi kavramlar zaman ile malul olan bizlerle alakalı bir durumdur.

İlim-Ayna Benzerliği

O’nun ilmini bir aynaya benzetebiliriz. Ayna karşısındakini yansıtır ama karşısında bulunan şeyin hareketleri üzerinde etkisi yoktur. Dolayısıyla, Allah biliyor diye biz fiil işlemeyiz, biz işleyeceğiz diye O bilir. Klasik ifade ile “ilim, ma’luma tâbidir.”[1] Yani Cenab-ı Allah’ın bilgisi, olacak şeyleri etkilemez. Ama ma’lum, ilme tâbi olsaydı işte o zaman bir zorlamadan bahsedebilirdik.

Netice olarak Allah Teala’nın bizi yaratması ve geçmiş-gelecek her halimizi bilmesi bizim fiillerimiz üzerinde herhangi bir tesir veya zorlama oluşturmamaktadır.

 

 


[1] Seyyid Şerif Cürcani, Şerhu’l-Mevâkıf, Matbaatü’s-Saade, VIII/174

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu