HadisMakaleler

Hadis Şerhlerinden İstifade Etme Yöntemi

Allah’a hamd, Resûlüne salat ve selamdan sonra…

Dinimizin ikinci kaynağı olan hadis-i şerifler Kur’an-ı Kerîm’i anlamamız için bir şerh ve izah mahiyetindedir. Fakat bazen hadis-i şerifler de şerhe muhtaç olabilirler. İşte bu ihtiyacı gidermek adına ulema birçok şerh kaleme almışlardır. Biz de bu yazımızda bir ilim talebesinin bu kitaplardan nasıl istifade edeceğini kısaca beyan etmeye çalışacağız.

1. Ana Kaynaklar ve Şerhleri

Sahîh-i Buhârî

İmam Buharî’nin (rahimehullah) sahîhi üzerine yüzlerce şerh yazılmış olsa da bunların gözdesi İbn Hacer el-Askalânî’nin (rahimehullâh) “Fethu-l-Barî”sidir.

İkinci bir şerh olarak Bedreddin el-Aynî’nin (rahimehullâh) Umdetü-l Karî” isimli eserini zikredebiliriz.

Sahîh-i Müslim

İmam Müslim’in (rahimehullah) sahihi üzerine en cami şerh İmam Nevevi’ye (rahimehullah) aittir. Eğer başka bir şerhe müracaat edilmek istenirse Şebbir Ahmed el-Osmani’nin (rahimehullah) başlayıp, Muhammed Taki el-Osmani’nin bitirdiği Fethu-l-Mülhim isimli esere bakılabilir.

Sünen-i Ebî Dâvûd

İmam Ebu Davud’un (rahimehullah) süneni üzerine en güzel şerh İbn Reslan’ın (rahimehullah) şerhidir. Başka bir şerhe bakılmak istenirse İmam Suyûtî’nin Mirkatü’s-Suud isimli eserine veya Sindî’nin (rahimehullah) Fethu’l-Vedüd isimli eserine müracaat edilebilir.

Son olarak yakın dönemde telif edilen Seharenfûrî’nin (rahimehullah) Bezlü’l-Mechûd isimli eserini zikredebiliriz ki bu eser özellikle hadislerin Hanefi mezhebine göre izahlarına vakıf olmak için önemli bir kaynaktır.

Sünen-i Tirmizî

İmam Tirmizî’nin (rahimehullah) süneni üzerine kadîm ulemadan kâmil bir şerh mevcut değildir. Yakın tarihte yaşamış ulemadan Yusuf el-Bennuri’nin Mearifü’s-Sünen isimli eserine müracaat edilebilir. Başka bir şerhe bakılmak istenirse Mübarekfûrî’nin Tuhfetü’l-Ahvezî isimli eseri kullanılabilir. Fakat bu zat mezheplere tam manasıyla bağlı olmadığı için amelî konularda ihtiyatlı yaklaşmak gerekmektedir.

Sünen-i Nesâî

İmam Nesâî’nin (rahimehullah) süneni üzerine kadim ulemadan fazla bir çalışma yoktur. Fakat muhtasar bir çalışma da olsa İmam Suyûtî’nin (rahimehullah) Zehru’r-Ruba isimli eserini ve Sindî’nin (rahimehullah) haşiyesini zikredebiliriz.

Sünen-i İbn Mâce

İbn Mace’nin (rahimehullah) süneni üzerine Moğoltay’ın (rahimehullah) şerhi olsa da, bu şerhte rivayetler daha çok isnad açısından incelenmiş, hadislerin izahı hususunda çok kelam edilmemiştir.

İkinci bir eser olarak Suyûtî’nin (rahimehullah) Misbâhu’z-Zücace isimli eserini zikredebiliriz.

Şunu da ifade edelim ki bu kitaplardan birinde geçen bir hadis-i şerifin şerhi sadece o kitabın şerhinde mevcut değildir. Mesela Sünen-i Nesâî’de geçen bazı hadis-i şerifler zaten Buhârî veya Müslim’de bulunmaktadır. Dolayısıyla hem Sünen-i Nesâî şerhlerine hem de Buhârî ve Müslim şerhlerine müracaat edilebilir.

2.  İkincil Kaynaklar

Hicri beşinci asrın sonlarına doğru ulema bu saydığımız ana kaynaklardan uygun gördükleri şartlara ve konulara göre hadis-i şerifler seçerek, bunları bir kitapta derleme yoluna gitmişlerdir.

Onlardan sonra gelen ulema da bu ikincil kaynaklar üzerine şerhler yazmışlardır. Dolayısıyla Buhârî’de mevcut olan bir hadis-i şerif bu ikinci kaynakta da bulunduğu için Buhârî’nin şerhlerine müracaat edebildiğimiz gibi sayacağımız ikincil kaynakların şerhlerine de müracaat edebiliriz.

Riyâzu’s-Sâlihîn

İmam Nevevî’ye (rahimehullah) ait olan bu eser çoğunlukla Buhârî ve Müslim’den ve diğer hadis kitaplarından seçilen hadislerden oluşmaktadır ve 2.000 civarı hadis ihtiva eder.

En güzel şerhi İbn Allân’ın (rahimehullah) Delilü’l-Fâlihîn isimli eseridir. Bunun dışında başka şerhler de mevcuttur.

Mişkâtü’l-Mesâbîh

Hatib et-Tebîzî’ye (rahimehullah) ait olan bu eser, aslında Muhyissünne el-Beğavi’nin (rahimehullah) Mesâbihu’s-Sünne isimli eserinin üzerine yapılan bir çalışmadır ve 6.000 civarı hadis ihtiva eder. En güzel şerhi Molla Ali el-Kâri’nin (rahimehullah) Mirkâtü’l-Mefâtih isimli eseridir.

El-Câmiu’s-Sağîr

İmam Suyûtî’ye (rahimehullah) ait olan bu eser içerisinde 10.000 civarı hadis barındırmaktadır. En güzel şerhi Abdurrauf el-Münavi’nin (rahimehullah) Feyzu’l-Kadir isimli eseridir.

Hulasa şunu söyleyelim ki, örneğin bir hadis-i şerif Buhârî’de mevcutsa ilk olarak Buhârî şerhlerine bakarız.  Eğer bu hadis-i şerif saydığımız ikincil kaynaklardan birine, mesela Mişkâtü’l-Mesabih’e girmişse ardından onun üzerine yapılan şerhlere bakarız.

3. Garîbu’l-Hadis kitapları

Bu kısım usulü hadis nevilerinden biri olarak sayılır ve bu alanda yazılan kitapların amacı hadis-i şerif metinlerinde geçen ve çok kullanılmamasından dolayı manası zor anlaşılan kelimeleri şerh etmektir.

Bu alanda yazılan en güzel eser İbnü’l-Esîr’in (rahimehullah) en-Nihâye isimli eseridir.

4. Lügatlar

Bir hadis-i şerifin metninde geçen bir lafzın manasını ana kaynakların şerhlerinde, ikincil kaynakların şerhlerinde veya Garibu’l-hadis kitaplarında bulamazsak son olarak lügatlara bakarız. Bu şekilde lafzın manasına vakıf olabiliriz.

Son olarak şunu ifade edelim ki hadis-i şeriflerin şerhine vakıf olmaktan kastettiğimiz Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) muradının ne olduğunu anlamaya çalışmaktır.

Fakat hadis-i şerifte fıkhî bir konu varsa bunu amel sahasına dökmeden önce mezhep kitaplarına müracaat edilmesi elzemdir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu