MakalelerTasavvuf

Müfîd İsmail Efendi (ö. 1217) ve Hızır Bey’in Kasîde-i Nûniyye’si Üzerine Yazdığı Manzum Şerh

(İnceleme-Metin) -2-

Bir önceki bölümde ele almış olduğumuz müellif “Müfîd İsmail Efendi”nin terceme-i halini okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Manzum Kasîde-i Nûniyye Şerhi

Bir eser, ya başka bir eser üzerine çalışmadır, ya da değildir. Eğer birincisiyse bu çalışma istikra ile bilinen şerh, haşiye, talik, ihtisâr, tehzîb vs. olabilir.

Çalışma eğer şerh ise ya şerh ile meşrûhtan her ikisi de mensurdur ya her ikisi de manzumdur ya da biri manzum biri mensurdur. Şer‘î ilimlere dair mensur bir metnin mensur olarak şerh edilmesi gibi birinci kısmın örneği sayısızdır. Yine İslami ilimlere dair bir manzumenin mensur olarak şerh edilmesi gibi üçüncü kısmın örneği de çoktur.

Geriye ikinci kısım kalmaktadır ki manzum bir eserin manzum olarak şerh edilmesidir. Bir manzume üzerine manzum olarak yapılan çalışma genellikle teslis, terbi, tahmis ve ta‘şîr şeklinde olmaktadır. Bir manzume üzerine başka bir manzume ile şerh yazmak ise gayet nadirdir. İşte “Müfîd İsmail Efendi”nin Manzum Kasîde-i Nûniyye Şerhi bu türden bir eserdir.

Kasîde-i Nûniyye İstanbul’un ilk kadısı, Fatih dönemi alimlerinden ve Unkapanı’nda medfun olan Celâleddin Hızır Bey’in Mâtürîdi kelâmına dair manzumesi olup Basît (Müstef‘ilün Fâ‘ilün x2) bahrindendir. Başta Hayâlî olmak üzere eser üzerine bazı şerh çalışmaları yapılmıştır.

Müfîd İsmail Efendi’nin Nûniyye ve Bürde’de uyguladığı bir şerh adeti vardır ki o da her beyti üç beyit ile şerh etmektir. Müfîd Efendi, Manzum Kasîde-i Nûniyye Şerhi’nde 7 beyitlik bir mukaddimeden sonra her beyti üç beyit ile şerh etmiştir. İki mısrayı üç beyitle şerh ettiği için bu eser bir “tahmis” zannedilmişse de değildir. Tahmis iki mısralık bir beyte üç mısra daha ekleyerek bir beyti beş mısraya çıkarmak demek iken Müfîd Efendi’nin eserinde böyle bir durum söz konusu değildir. Zaten şerh olduğunu mezkûr 7 beyitlik mukaddimede kendisi de zikretmiştir. Müfîd Efendi’nin şerhi, vezin ve kafiye olarak şerh ettiği metin ile aynıdır.

Müfîd Efendi, metinde geçen bir kavramı tarif eder, metinde delil varsa onu beyan eder, delil yoksa delil getirir, meselenin tafsilatında ihtilaf varsa ona değinir. Müellifin yine adeti olduğu üzere minhuvâtı vardır. Manzum şerhte anlaşılmayan bazı meseleleri burada kısa izah etmiş, muğlak ifadeleri beyan etmiştir. Minhuvâttan da anlaşılacağı üzere Müfîd Efendi, Hayâlî’nin şerhinden oldukça istifade etmiştir.

Müellif hattı nüshanın sonunda bizzat belirtildiği üzere eser, Müfîd Efendi’nin Üsküdar kadısı olduğu 26 Zilhicce 1201 tarihinde telif edilmiştir. Yine aynı nüshanın başında müellifin yazdığı şu kayıt vardır:

نظمه ورقمه منثور البال ومتشتت الحال

إسماعيل مفيد القيل والقال قاضيا بمدينة أسكدار

Nüsha Tavsifi

Eserin 3 nüshası tespit edilmiştir:

  • Yazma Bağışlar Nüshası

Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Bağışlar Koleksiyonu, nr. 7246’da kayıtlı olan bu nüsha, 13 varak olup müellif hattıdır. 26 Zilhicce 1201 tarihinde müellif tarafından yazılmıştır.

  • Hasan Hüsnü Paşa Nüshası

Süleymaniye Kütüphanesi Hasan Hüsnü Paşa Koleksiyonu, nr. 237, vr. 8b-22b’de kayıtlı bu nüsha, Müfîd Efendi’nin eserlerini havi bir mecmua içindedir. Nüshanın sonunda “Telif tarihi 1210” yazılmışsa da ya istinsah tarihi kastedilmiştir veya tarih 1201 yerine yanlışlıkla 1210 yazılmıştır.

  • İstanbul Üniversitesi Nüshası

İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi Arapça Yazmalar Koleksiyonu, nr. 354’de kayıtlı bu nüsha, 27 Cemaziyelahir 1206’da yazılmış olup eksiktir.

Eserin tahkikinde sadece müellif hattı olan birinci nüsha kullanılmış, müellifin nüshanın kenarına yazdığı minhüvât dipnotta ispat edilmiş, Kasîde-i Nûniyye’nin metni kırmızı yazıyla yazılmış ve köşeli parantez içinde konu başlıkları eklenmiştir. Muvaffakiyet Allah Teala’dandır.

Yazının tüm hakları İsmailağa Telif ve Araştırma Merkezi’ne aittir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu