MakalelerTasavvuf

Müfîd İsmail Efendi’nin (ö. 1217) Farsça, Arapça ve Türkçe Manzum Kırk Hadis Eseri

Müellif Müfîd İsmail Efendi’nin terceme-i halini okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Manzum Kırk Hadis Eseri

Malum olduğu üzere Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hadis-i şerifleri İslam dininin temel kaynaklarındandır. Rasûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in, haram u helâli tebliğ ettiği, ümmetini sırât-ı müstakime irşâd buyurduğu, müjde ve tehditlerde bulunduğu hikmet-meâb ve vahiy-mesned birçok kelâm-ı şerifleri vardır ki muhaddis ulemânın bu hadis-i şerifleri en doğru yolla bir araya getirme hususundaki meşkûr sa‘y u gayretleri izahtan varestedir. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in, kendisinden bir hadis duyan kimsenin başkasına aktarmasını emrettiği malumdur. Husûsen onun sözlerinden Müslümanlara faydalı olacak kırk hadis-i şerifi cemetmeye teşvik eden bazı rivayetler vardır.

Buna binâen ilk dönemlerden beri ulemâ belli cihet-i vahdetler ile kırk hadis eserleri telif etmişlerdir. Bunun Farsça ve Türkçe edebiyata yansıyan tarafı da belirlenen kırk hadisin manzum olarak tercüme edilmesidir. Müellifimiz Müfîd Efendi’nin esas aldığı Molla Câmî’nin manzum Farsça kırk hadis tercümesini, yine Latîfî’nin Türkçe manzum kırk hadis tercümesini bu meyanda sayabiliriz.

Molla Câmî’nin “hadîs-i erba‘în, erba‘în-i Câmî, Çil hadîs” diye anılan eseri, ahlâk-ı İslâmiyyeye dair olan kırk hadis-i şerifin cemedilip her birinin iki beyitte manzum olarak (Hafîf: Fâilâtün/Mefâilün/Feilün) tercüme edilmesinden ibarettir. Aslında bu işleme “tercüme”den ziyade Ziyâeddin İbnü’l-Esîr’in el-Veşy’inden istifade ile “hall” demek daha doğrudur. “Hall”i ise kabaca “bir kelâmın manasını/mefhumunu, lafzî ve manevi süslemeler ekleyerek başka bir kelama aktarmak” şeklinde tarif edebiliriz. Lafzî süslerden maksat manzum olması, seci‘ ve Belagat ilminde zikredilen diğer hususları içermesidir. Manevi süslerden maksat manayı daha da derinleştirmek, müşahhas bir örnek vermek, bir teşbihle anlatmak, meşhur başka bir söz ile desteklemek vs. olabilir. Esasında bu durum, Molla Câmî’nin sadece kırk hadis eserine mahsus olmayıp Bahâristân’ında da tatbik ettiği bir usuldür. Meşâyıh-ı sûfiyyeden yahut hükemâdan birinin sözünü aktardıktan sonra onu bir rubai veya mesnevi ile “hall” etmek neredeyse kitabın tamamında yaptığı bir şeydir.

İşte Molla Câmî’nin kırk hadis toplayıp her birini Farsça manzum olarak “hall” ettiği bu eseri Müfîd İsmail Efendi olduğu gibi almış, Türkçe ve Arapçalarını ekleyerek zenginleştirmiştir. Molla Câmî’nin Farsça mensur mukaddimesini aktarıp Türkçe bir rubai, Arapça iki beyit ile mukaddime yazan Müfîd Efendi, Arapça “hall”lerde -adeti olduğu üzere- Basît (Müstef‘ilün x4) bahrini, elif revîsini ve nun kafiyesini tercih etmiştir. Farsça ve Türkçeye nispetle mezkur süslerden daha yoksun olan Arapça tercümeyi her hadiste bir beyit olarak ayarlamış ve nun kafiyesini -Farsça ve Türkçenin aksine- birinci hadisten sonuna kadar devam ettirmiştir. Öyle ki Arapça tercümeler ayrıca bir araya getirilirse hadis-i şeriflerin mazmununu ifade amacıyla yazılan müstakil kaside havası vermektedir.

Türkçe “hall”lerde ise Müfîd Efendi, rubai veznini tercih etmiştir. Her hadisin tercümesinin kafiyesi -Molla Câmî’de olduğu gibi- kendi arasındadır.

Nüsha Tavsifi ve Tahkik Menheci

Müfîd Efendi’nin eserinin 3 nüshası tespit edilmiştir:

  • Fatih Nüshası

Süleymaniye Kütüphanesi Fatih Koleksiyonu, nr. 5442, vr. 116b-126b’de kayıtlı olan bu nüsha, 10 varak olup müellifin vefatından 3 sene sonra 1220 senesinde Hafız Feyzullah Efendi’nin talebesi Ahmed Nazif Efendi tarafından istinsah edilmiştir.

  • Hasan Hüsnü Paşa Nüshası

Süleymaniye Kütüphanesi Hasan Hüsnü Paşa Koleksiyonu, nr. 237, vr. 1b-8a’da kayıtlı bu nüsha, Müfîd Efendi’nin eserlerini havi bir mecmua içindedir. Nüshanın sonunda “Telif tarihi 1211” olarak yazılmıştır.

  • Ali Emiri Nüshası

Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Manzum Koleksiyonu, nr. 805’de kayıtlı bu nüsha, 1210 tarihlidir.

Biz tamamen Arap harfleriyle tahkik ettiğimiz eserde üç nüshayı mukabele ettik. Farsçalarında ayrıca Sultanali Meşhedî’nin istinsah ettiği Erba‘în-i Câmî nüshasına müracaat ettik. Her hadisin hadis kaynaklarından tahricini kısaca yaptık. Kolayca temyiz edilmesi için Farsça tercümeleri siyah, Arapçaları turuncu, Türkçeleri de yeşil renkle ispat ettik. Ayrıca Arapçaları tamamen, Farsça ve Türkçelerin ise müşkil yerlerini ve izafet terkiplerini harekeledik.

Yazının bir sonraki bölümünde eserin metni yayınlanacaktır. Muvaffakiyet Allah Teala’dandır.

Eserden Bazı Örnekler

Hadisin aslî metni:

يَشِيبُ ابْنُ آدَمَ وَيَشِبُّ مَعَهُ خَصْلَتَانِ؛ الحِرْصُ وَطُولُ الأَمَلِ

Farsça manzum tercümesi:

هر زمان در بنای عمر خلل   آدمی را بپیری افزاید
حرص بر جمعِ مال و طولِ امل   لیک در وی جوان شود دو صفت

Arapça nazmı:

صُ المَالِ وَالطُّولُ فِي الآمَالِ أَزْمَانَا   مَا دَامَ شَابَ امْرُؤٌ يَشِبُّ أَمْرَانِ حِرْ

Türkçe manzum tercümesi:

İnsan kocadıkça iki vasf tazelenür

Tûl-i emel ile hırs-i cem‘-i dünyâ

Bilmez ki cenâhayni biten mûr gibi

Olmakda serî‘u’t-tayerân-ı ‘ukbâ

Hadisin aslî metni:

كَفَى بِالمَوْتِ وَاعِظًا

Farsça manzum tercümesi:

پای منبر بی‌گرفتنِ پند   چند گیری بمجلسِ واعظ
مژدۀ نوحه‌گر ببانگِ بلند   وعظِ تو بس بمرگِ همسایه

Arapça nazmı:

مَوْتُ الأَقَارِبِ وَالجِيرَانِ أَحْيَانَا

 

أَلَيْسَ يَكْفِيكَ تَذْكِيرًا وَمَوْعِظَةً

Türkçe manzum tercümesi:

Yâd eyle gönül ol günü kim âhir-i kâr

Terk ide seni kabre koyub yârânın

Yetmez mi sana mev‘iza-i ‘uzmâsı

Kürsî-i musallâya çıkan mevtânın

Yazının bir sonraki bölümünde inşallah eserin metni yayımlanacaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu