Soru-Cevap

Kalbim Mühürlüyse Benim Suçum ne?

Soru: Kur’an’da Allah’ın bazı insanların kalbini mühürlediği ifadesi yer almaktadır. Kalbi mühürlenen insanın ne suçu vardır, neden sorumludur?

İlgili ayet şöyledir: “Sen inkâr edenleri korkutsan da korkutmasan da birdir. Onlar iman etmezler. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Ve gözlerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.”(Bakara, 6-7)

Günümüzün en büyük sorunlardan biri de hiç şüphesiz parçacı okuma yöntemidir. Bu yöntemde metnin tamamı değil, belli bir kısmı hatta birkaç cümlesi okunarak hüküm verilmeye çalışılır. Halbuki bu, son derece ciddi bir hata ve basit bir anlayışın neticesidir. Zira sadece Kur’an değil, herhangi bir metin okunurken bile bu gözle bakılacak olursa, orada zâhiren bazı problemler ile karşılaşılması kaçınılmaz olacaktır. İşte bu sorulan sorunun da temelinde böyle bir bakış açısı yatmaktadır.

Biz birçok ayetten biliyoruz ki Cenab-ı Allah âdildir ve kullarına asla zulmedici değildir.[1] Eğer zulmetmek istese onlara ne peygamber gönderir ne de cehennemden bahsederdi. O zaman biz “kalbin mühürlenmesini” nasıl anlamalıyız?

Kalbin Mühürlenmesinin Manası

Aslında bunun cevabını bizatihi Kur’an-ı Kerim başka bir ayette açık bir şekilde vermektedir: “Hani Mûsâ kavmine, “Ey kavmim! Allah’ın size gönderdiği peygamberi olduğumu bilip durduğunuz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini (doğru yoldan) saptırdı. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.(Saff, 5) Görüldüğü üzere burada kullar doğru yoldan saptıktan sonra Cenab-ı Allah da onların kalplerini kaydırmaktadır. Yoksa Allah kalplerini kaydırdıktan sonra onlar sapmamıştır. Yani mesuliyet insandadır.

Peygamber Efendimiz de (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Kul bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir düğüm bağlanır. Eğer o günahtan tövbe edip, Allah’tan bağışlanma dilerse kalbi cilalanmış gibi olur. Fakat (tövbe ettikten sonra) tekrar o günaha düşerse kalbi kararır ve “Hayır! Bilakis, onların yapıp ettikleri şeyler kalplerini kararttı.” (Mutaffifîn, 14) ayetinde yer alan “ران“ “kararttı” kelimesinin manası da budur.”[2]  

Bu hadis-i şerifi Elmalılı Hamdi Yazır şu şekilde izah eder; “Bu hadis gösteriyor ki zünûb tevâlî ettikçe kalbleri bir kılıf gibi kaplar. Ve işte o zaman işbu ختم الله على قلوبهم âyetinde buyurulduğu gibi min-tarafillah hatm u tab’ yapılır. O müstevlî leke o kalbe basılıp tab’ edilir. Bidâyeten âharlı mücellâ bir âbâdî kâğıt üzerine dökülmüş silinmesi kābil bir mürekkep gibi iken, bundan sonra matbu‘, silinmez bir hâle gelir, ta’bîr-i âharla bi’l-i’tiyâd bir tabîat-ı sâniye olur. Ne silinir ne çıkar ve o zaman ne iman yolu kalır ne de küfürden kurtulmaya çare. Bu hatm u tab’ın kesbi ibâddan, halkı Allah’tandır.”[3]

Yani kul günah işleye işleye, aslında işin başında silinmesi kolay bir mürekkep lekesi gibiyken, gitgide kirin elbisenin derinliklerine işleyip çıkmasının zorlaşması gibi onun da kalbinden bu lekeyi atması zorlaşır. Ve işin nihayetinde kalbi mühürlenebilir.

Bu mühürlenmenin iradesi, kesbi, çabası kula ait; bu hâdiseyi yaratmak ise Allah’a aittir. Zira Cenab-ı Hakk sadece bu meselede değil, kulun her fiilinde iradeyi ona bırakmakta, lakin iradesinin neticesi olarak doğacak fiili kendisi yaratmaktadır.

Netice

O zaman şunu anlamaktayız ki kalbin mühürlenmesinin müsebbibi bizatihi kuldur. İşlemiş olduğu günahlar onu o raddeye getirmiştir. Tabi kimin kalbinin mühürlenip kimin mühürlenmediği bilgisinin de yalnızca Allah katında olduğu aklımızdan çıkmamalıdır.

Dolayısıyla kimse başkasının kalbi adına hüküm vermemeli, “onun zaten kalbi mühürlü” deyip tebliğden vazgeçmemeli, bildiği hak ve hakikatleri anlatmaktan geri durmamalıdır. Aynı şekilde hiçbir günahkârın da “benim kalbim mühürlü, ben affedilmem, bağışlanmam” deme hakkı yoktur. Çünkü söylediğimiz gibi bu bilgi yalnızca Allah’a mahsustur.


[1] Bkz. Enfal, 51; Tevbe, 70; Hûd, 101; Kâf, 29

[2]  İbn Mâce, Zühd, 29; Tirmizî, Tefsîr, 83/3334.

[3] Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dînî Kur’an Dili, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı İstanbul, 2021, Baskı: 1, 1/332.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu