MakalelerTasavvuf

Beyzâde Mustafa Efendi’nin Nazmu’n-Nâsihîn İsimli Manzûmesi -1-

İnceleme-Metin

بسم الله الرحمن الرحيم

“Beyzâde Mustafa Efendi”nin Nakşibendî Tarikatı ve Silsilesine Dair Nazmu’n-Nâsihîn İsimli Manzûmesi

Müellifin Tanıtımı

Müellifin terceme-i halini yaptığımız yazıyı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Nazmu’n-Nâsihîn İsimli Eser

Bu konuyu birkaç başlıkta ele alabiliriz.

Eserin Mahiyeti ve Telif Tarihi

“Beyzâde Mustafa Efendi”nin Nakşibendi silsilesine dair kaleme aldığı üç manzumeden biri olan bu eser, 148 beyit olup aruzun Vâfir [Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün] bahri ile yazılmıştır. Manzumenin kafiyesi mutlak, revîsi nun, redifi yâ, vaslı ise eliftir.

Son beyitlerinde ifade edildiği üzere eser, 1198 senesinde müellifin vefatından 2 sene önce telif edilmiştir.

Eserin İçeriği

Eseri genel olarak üç bölüme ayırabiliriz:

  • Zikrin edep ve faziletleri.
  • Nakşibendi Tarikatı seyr u sülûkünde kullanılan iki zikir menheci: Lafza-i celal ve ispat-nefiy.
  • Nakşibendi silsilesi.

Bu bölümler arasında zikir telkini yapacak bir şeyhin zorunluluğu, müridin ona itaat etmesi gerektiği ve hatm-i hacegân gibi konulardan da bahsedilmiştir.

Eserin İsmi

Eserin sonlarındaki bir beyitten müellifin onu “Nazmu’n-Nâsihîn” diye isimlendirdiği anlaşılmaktadır ki Mehmed Murad Efendi (kuddise sirruhu) da düştüğü notta eserin isminin bu olduğunu ifade etmiştir. Fakat yine Mehmed Murad Efendi’nin istinsah ettiği birazdan zikredeceğimiz Darülmesnevi nüshasında “Nazmu’n-Nâsihîn” ve “Silsiletü’z-Zeheb” diye isimlendirildiğine dair kayıt vardır. Esad Efendi nüshasında da sadece Silsiletü’z-Zeheb olarak isimlendirilmiştir. Kasidecizâde nüshasında ise “el-Kasîdetü’l-Müzehhebe fî Silsileti’s-Sâdeti’n-Nakşibendiyye” diye kaydedilmiştir. Bunların yanında müellifin esere bir isim koymamış olması da mümkündür.

Biz, eserin içinde geçtiği ve eserin mazmununu daha iyi yansıttığı için “Nazmu’n-Nâsihîn” ismini tercih ettik.

Nüsha Tavsifi

Eserin 7 nüshası tespit edilmiştir.

  • Matbu Nüsha

Mehmed Murad Efendi’nin 1264 senesinde Beyzâde Efendi’nin tüm eserlerinin bastırdığı mecmuanın içindeki nüshadır.

  • Darülmesnevi Nüshası (ث)

Süleymaniye Kütüphanesi, Darülmesnevi Koleksiyonu, nr. 135, vr. 42-52’de kayıtlı nüshadır. Nüsha, Mehmed Murad Efendi’nin hattıyla olup Beyzâde Efendi’nin tüm eserlerini içermektedir. Mehmed Murad Efendi, eseri istinsah ederken bazı kenar notlar da düşmüştür ki burada yayınlayacağımız metinde bu notları da dipnot olarak tahkik ettik.

  • Kasidecizâde Nüshası (ق)

Süleymaniye Kütüphanesi, Kasidecizade Koleksiyonu, nr. 135, vr. 208b-212a’da kayıtlı nüshadır. Nüsha, Seyyid Muhammed Halil b. Ahmed el-Kefevî isimli bir zat tarafından 1206 senesinde istinsah edilmiştir. Müstensih, bir sonraki eser olan el-Kasîdetü’d-Dürriyye mukaddimesini müellifi Beyzâde Efendi’nin hattından istinsah ettiğini söylediğine göre bu eseri de müellif hattından nakletmiş olması mümkündür. Yine müstensih, ferağ kayıtlarında ez-Zebîdî’nin (rahimehüllah) talebesi olduğunu, Mısır ve İstanbul’u ziyaret ettiğini ifade eder. Dolayısıyla Beyzâde Efendi’yle görüşmüş, belki ona talebelik yapmış olması da mümkündür. Doğrusunu Allah Teala bilir.

  • Bağdatlı Vehbi Nüshası

Süleymaniye Kütüphanesi, Bağdatlı Vehbi Koleksiyonu, nr. 2079, vr. 46a-50a’da kayıtlı nüshadır. Nüsha, Beyzâde Efendi’nin vefatından 15 sene sonra 1215 senesinin Şaban ayının 11’inde Perşembe günü istinsah edilmiştir.

  • İbrahim Efendi Nüshası

Süleymaniye Kütüphanesi, İbrahim Efendi Koleksiyonu, nr. 875, vr. 8b-12b’de kayıtlı nüshadır. Nüsha, Beyzâde Efendi’nin vefatından 8 sene sonra 1208 senesinde istinsah edilmiştir.

  • Reşid Efendi Nüshası

Süleymaniye Kütüphanesi, Reşid Efendi Koleksiyonu, nr. 404, vr. 33a-37b’de kayıtlı nüshadır. Nüsha, Beyzâde Efendi’nin vefatından 15 sene sonra 1215 senesinde Medine’de istinsah edilmiştir.

  • Esad Efendi Nüshası

Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi Koleksiyonu, nr. 1428, vr. 37b-42a’da kayıtlı nüshadır. Nüshada tarih ve müstensihe dair bilgi yoktur.

Biz metnin tahkikinde rumuzu verilen ilk üç nüshayı kullandık. Muvaffakiyet Allah’tandır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu