AkaidMakaleler

Tenasüh veya Reenkarnasyon

Tenasüh Nedir?

Tenasüh; ruhun insandan hayvana veya hayvandan insana yahut da bir cisimden diğer bir cisme geçtiğine inanma şeklidir. Yani ruh göçüne inanmaktır.

Bu anlayışa göre:

  1. Biyolojide tenasüh; bazı hayvanlarda kurtçuktan kelebek şekline gelme olayıdır.
  2. Felsefede tenasüh; canlılar arasında ruh göçüdür.
  3. Hukukta tenasüh; bir mirasçının ölümü ile ona kalacak malların mirasçılarına geçmesidir.
  4. Dinde tenasüh; özelikle çok tanrılı ve Hint dinlerinde ruhların ölümden sonra başka varlıkların bedenine girdiğine, böylece hayatın sürdüğüne inanma şeklidir.

Bu anlayışa göre sürekli bir dönüşüm her ruh amelleri sebebi ile ya daha yüksek veya daha aşağı bir varlığın bedenine geçer. Bu sürekli dönüşüm, ruh temiz olursa yükseğe, kötülüklerle kirlenirse aşağıya doğru alçalır. Yükselme Tanrıya, alçalma ise en kötü varlığa doğru olur.

Tenasüh inancı, Hindistan’da Hinduizm’den doğmuş ve buradan Tibet, Çin, Kore, Japonya ve Eski Yunan’da bile yayılmıştır. Tenasüh inancının en eski yazılı kaynağı, Hinduizm’in kutsal metinleri olan Upanişad’lardır. Bu metinlere göre ruhun kalıptan kalıba dolaşması insanı kemale erdirebilir.

Müslümanlar arasından çıkıp da İslam dini ile ilgisi kesilmiş Gulât-i Şîa (müfrit Şiiler) gibi bazı mezhepler de tenasüh inancını kabul ederler.

Dürzîlere göre akıl ile nefis cevherdir. Ceset ise bir gömlek gibidir. Nefisler bir gömlekten diğer bir gömleğe intikal eder. Ölmek; gömlek değiştirmek ve bir kalıptan diğer kalıba girmektir. Ölmek yok, göçmek var. İnsanoğlu gömlek değiştirir durur. Mahlukatın sayısı her zamanda ve her mekânda birdir, ne artar ne eksilir.

Mutezileden Tenasühiyye ve diğer bazıları tenasühü iptal etmek için Kur’ân-ı Kerîm’den şu âyet-i celîleyi delil getirmek istemişlerdir: “Yerde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş hariç olmamak üzere hepsi sizin benzerleriniz olan ümmetlerdir.” (En’âm 38).

Bu sapık izahların tenasühü hatırlatacak hiçbir yönü yoktur, olamaz da.

Ruh-Beden İlişkisi

Kur’ân-ı Kerîm ruhun mahiyetinin insanlar tarafından kavranamayacağını bildirdiği halde, her nedense insanlar hemen her devirde ruh hakkında ileri-geri, şuurlu-şuursuz konuşmuşlardır. Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: “Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: ruh Rabbimin işlerindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir.” (İsra, 85)

Bu ayet-i kerime insan için ruhun mahiyetini kavramanın imkânsız olduğunu vurgular.

İslam inancına göre ruh ezeli değildir, sonradan yaratılmıştır. Bedene ahirette iade edilecektir. Tenasühçülere göre ruh ezelidir ve bedene dünyada iken intikal edecektir. Aslında tenasüh inancında ahiret, cennet ve cehennem söz konusu değildir.

Tenasüh İnancı Nereye Götürür?

Tenasühe inanmakla, tek bir insan ayrı ayrı pek çok sayıda hayvan ve insan olarak kabul edilmiş olunur ki bu da imkansızdır. Bu inanca göre bir insan ruhunun yüzlerce bedeni olmuş olur. Halbuki ahirette her bir insanın bedeni diriltilecek ve ruhu buna iade edilecektir. Mesela bir insan ruhu yüz ayrı insan cesedine girmiş olsa gerçekte bu cesetlerin tek bir ruhu bulunur. Diğerleri ruhsuz kalmış oldukları için diriltilmez. Hepsi diriltilirse biri ruhlu olarak diğerleri ruhsuz olarak diriltilmiş olur. Ruhsuz beden ise insan değildir. İnsan kendisine ait ruh ile insandır.

Ahirette hiç kimse: “İade edilen bu beden benim bedenim değildir” veya “ o suçu işleyen falan kimse ve onun bedenidir” diyerek imanla bağdaşmayan bir söz söylemeyecektir.

Hayvanlarda can (nefs) vardır. Fakat onlarda nefs-i natıka yoktur. Nefs-i natıka insani bir ruhtur. Bunun için insan ruhu, bir hayvan bedenine nakledilmek şöyle dursun, başka bir insanın bedenine de nakledilemez. Hatta gelecekte bir insanın beynini başka bir insanın kafatasına nakletmek imkânı olsa bile ruhunu nakletmek imkansızdır.

Tenasüh ve Kur’an-ı Kerim

Tenasüh görüşünü savunanlar Mü’min Suresinin 11. Ayet-i celilesini delil göstermektedirler. Ayet-i kerimenin tam meali şöyledir: “Onlar (inanmayanlar) şöyle diyecekler: Ey rabbimiz! Bizi iki kez öldürdün, iki kez dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Buradan çıkmak için bir başka yol daha var mı?” (Mü’min 11).

Bu ayet-i celilenin tenasüh inancıyla hiçbir ilgisi yoktur. Zira tenasüh (ruh göçü) inanına göre sayısız tekrarlarla ölme ve dirilme söz konusu iken bu ayet-i kerimede sadece iki defa ölmekten ve iki defa dirilmekten söz edilmektedir. Bu şu demektir: Sizler dünyaya gelmeden önce ölü idiniz. Allah size hayat verdi. Dünyaya canlı olarak geldiniz. Dünya hayatının sonunda Allah sizi yine öldürdü. Ahiret alemine geçtiniz. Sonra da Allah bütün insanları mahşer günü için tekrar diriltecektir. İşte ölme ve dirilmenin ikişer defa oluşu bu süreç içinde geçmektedir. Demek ki ayet tenasüh inancında olanların belirttiği gibi sayısız biçimde tekrar tekrar ölüp diriltilmeyi ifade etmiyor.

Son olarak belirtelim ki tenasühle ilgili bütün yorumlar, Kuran’ın ruhuna uygun değildir. Cesedi yaratan Allah sanki ona has yeni bir ruh yaratamazmış gibi bu görüş Allah’a bir zafiyet izafe etmek anlamına gelir ki bu asla düşünülemez.

Özetlemek gerekirse denilebilir ki tenasüh (ruh göçü) inancını Kuran-ı Kerimden aramak vakti boşa harcamaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu