Kitabiyat

Cemâl-i Halvetî (Rahimehullah) ve Eserleri -3-

Cemâl-i Halvetî (Rahimehullah) ve Eserleri -2- yazısı için tıklayınız

7) “Hubbullah Ra’su Külli Hatîetin/Allah’ı sevmek her hatanın başıdır” Sözünün Teviline Dair Bir Risale

Bazı meşayıhın böyle bir söz söylediğini, kendisinin bunu tevilini açıklamak istediğini belirterek 3 varaklık risalesine başlayan müellif Cemâl-i Halvetî, mahabbetin mertebelerini ve hicabın çeşitlerini inceleyerek ve adeti üzere hicab ve hubb kelimelerinin harflerini yorumlayarak bu sözün şerhini yapar.  

Cemâl-i Halvetî’nin “Hubbullah Ra’su Külli Hatîetin/Allah’ı sevmek her hatanın başıdır” Sözünün Teviline Dair Risale”sinin bir nüshasının ilk ve son sayfaları 

Süleymaniye Kütüphanesi, Şehit Ali Paşa Koleksiyonu, nr. 1352, vr. 101-104 

8) “Habbetü’l-Mahabbe”

Mahabbet ile ilgili bir hadisi şerh ettiği için yazma nüshada böyle isimlendirilen risale, 10 varaktır. 

Eserin konusu “Allah bir kulu sevdiği zaman ona günah zarar vermez” rivayetinin şerhidir. 

Müellif bu hadisi daha önceki alimlerin tevil ve şerh ettiğini, kendisinin de bu hadisi şerh etmek üzere bir risale kaleme almak istediğini belirten bir mukaddimeden sonra yedi vecihten bu hadisi tevil eder. Bu vecihlerin her birinde hadiste geçen “Allah’ın kulu sevmesi”nden maksadın ne olduğu ihtimalleri beyan edilir. Mesela birinci vecihte bundan maksadın Allah’ın kulunu sırrına muttali kılmak istemesi, ikinci vecihte Allah’ın kendisiyle ittisalı kamil olan kulunu affetmesi, üçüncü vecihte Allah’ın isimlerinin nuruyla tecelli etmesi, dördüncü vecihte mahabbet nurunun kulun kalbinde tecelli etmesi, beşinci vecihte Allah’ın kulunu lika/kavuşma şerefine ulaştırdıktan sonra onu kesret/çokluk mevziine geri döndürmemesi, altıncı vecihte Allah’ın kulun amellerinden bir ameli sevmesi, yedinci ve son vecihte ise Allah’ın kulunu isneyniyyet/ikilik kirinden temizlemesi olduğu zikredilir. 

Buraya kadar hadisteki sevmekten muradın ne olduğu irdelendikten sonra risalede Allah lafza-i celali lafzen ve manen incelenir ve hadiste kuldan muradın kim olduğu üzerinde durulur.  

Daha sonra söz konusu hadisin tevili bitince müellif, biat ayeti gibi başka muhtelif ayetlerin ve “şeyhi olmayanın dini yoktur” hadisi gibi bazı hadislerin teviline ve eşyanın aslının aşk olması, bir şeyhin/üstadın lüzumu ve kalbin mertebeleri gibi konulara değinir ve risale böylece hitama erer. Eser boyunca müellif kelimelerin harflerine mana yükleme adetini devam ettirir. 

Cemâl-i Halvetî’nin “Habbatü’l-Mahabbe”sinin bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

 Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail Koleksiyonu, nr. 686, vr. 12-21.  

 9) “Dîvânçe”

Kaynaklarda ismi geçmeyen ve ilerde zikredeceğimiz mesnevilerden farklı olan bu eser, şiir mecmualarından ibaret olan bir yazma nüshadan yola çıkılarak müellife nispet edilir. Şöyle ki, muhtelif mutasavvıf şairlerin şiirlerinin yazılı olduğu bir yazma nüshanın bir bölümünde, taç beyitlerinden Cemâl-i Halvetî’ye ait olduğu anlaşılan çoğu gazel şeklinde yazılmış 6-7 varaklık şiirler mevcuttur.  

                

Cemâl-i Halvetî’nin “Dîvânçe”sinin bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

 Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi Koleksiyonu, nr. 2709, vr. 180-186. 

 10) “Envâru’l-Kulûb li Talebi Ru’yeti’l-Mahbûb”

Başlarında Allah Teala’nın görülmesinden bahsedildiği için bu şekilde tesmiye edilen bu eser, 8 varaklık bir risaledir. 

Risale özetle üç bölümden oluşmaktadır. 

Birinci bölümde tekrim ayetinin yani Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.” (İsra 70) ayetinin kısa bir işarî tefsiri yapılır. 

İkinci bölümde müellif Kur’ânî tevillerden çıkartılan, birincisi “Sadr-ı İnsânî”, sonuncusu “Fena-fi’l-Fena Hali” olan yedi mertebeden bahseder. 

Üçüncü ve son bölüm ise Müminun Sûresi’nin ilk ayetlerinin, birincisi “Talep Makamı”, sonuncusu “Fena Makamı” olan yedi tavır üzerinden tefsir ve tevil edilmesinden ibarettir. 

Cemâl-i Halvetî’nin “Envâru’l-Kulûb li Talebi Ru’yeti’l-Mahbûb”unun bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail Koleksiyonu, nr. 686, vr. 164-171. 

 11) “el-Esrâru’l-İlâhiyye”

Bizzat müellif tarafından “İlahiyye” diye bahsedilen ve 10 varaktan ibaret olan bu Arapça risale, De ki: “İster Allah diye dua edin; ister Rahmân diye dua edin! Hangisiyle dua ederseniz edin, en güzel isimler yalnızca O’na aittir (İsra 110) ayet-i kerimesi bağlamında “Allah” ve “Rahman” isimlerinden ve bu iki ismin bütün cüzi isimleri cami olduğundan bahsedilir. Bazı kaynaklarda “Risaletün fi’l-İsmeyni’l-A‘zameyn” ismiyle kaydedilen bu eser, biri Allah lafza-i Celaline diğeri ise Rahman ismine ait olmak üzere iki bölümdür. 

Birinci bölümde Allah lafzının iştikakından (etimolojisinden), ism-i azam olduğundan, diğer isimlerin sultanı olduğundan ve tek tek her harfinin işaret ettiği manalardan bahsedilir. 

İkinci bölümde de yine aynı açılardan Rahman ismi ele alınır. 

Daha sonra müellif, genel olarak besmele, Fatiha Sûresi, hece harflerinin hakikati, şeytan kelimesinin harfleri gibi birçok dağınık meseleleri zikreder ve eser şu sözlerle son bulur: “Bil ki bu risalede zikredilen hakikatler Allah’ın fazlındandır, fakat bu insan-ı kâmil olmadan aklın dilinde sadır olmaz. İnsan-ı kâmil olmadan sadır oluyorsa şeytandan demektir. Nitekim buyrulmuştur ki: üstadı olmayanın üstadı şeytandır…” 

Cemâl-i Halvetî’nin “el-Esrâru’l-İlâhiyye”sinin 1062/1652 bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail Koleksiyonu, nr. 686, vr. 66-75. 

                    

Cemâl-i Halvetî’nin “el-Esrâru’l-İlâhiyye”sinin yarım kalmış bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

Süleymaniye Kütüphanesi, Tahir Ağa Tekkesi Koleksiyonu, nr. 142, vr. 64-66. 

13) “Risale fi’l-Makâmât”

Yazma nüshada ismi zikredilmeyen 3-4 varaklık bu risale, salikin tarikatta geçtiği merhalelerin on kısım olduğunu, her bir kısımda on makam bulunduğunu, her makamın da bir aslı ve her aslın da fer ve dereceleri olduğunu anlatan bir risaledir. Toplamda bin makam olduğu beyan eden risale, bu makamları tek tek saymamakta bilakis mezkûr taksimi yapıp makamlar hakkında genel bilgiler vermektedir. 

           

Cemâl-i Halvetî’nin “Risale fi’l-Makâmât”ının 1062/1652 tarihli bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail Koleksiyonu, nr. 686, vr. 103-106. 

14) “Esrâru’l-Vudû’”

Tesmiye sebebi isminden belli olan bu eser, 5-6 varaklık bir risaledir. 

Müellif, marifetin delillerle meydana gelen ilmî, müşahede ile meydana gelen aynî ve fena ile meydana gelen hakîkî olmak üzere üç kısım olduğunu beyan eden bir besmele hamdele mukaddimesinden sonra, bazı talebelerinin kendisinden abdestin sırlarını ve rükunlarını şerh etmesini istediğini belirterek risaleye giriş yapar.  

Eser abdesti bedenî ve manevî olmak üzere ikiye ayırmakla başlar ve abdest ayetinde yıkanması emredilen dört uzuv ile dört çeşit nefis arasındaki alaka irdelenir. Daha sonra manevi taharet, manevi ağız, manevi burun, manevi yüz, manevi el, manevi baş ve manevi ayak olmak üzere yedi fasıl konu edilir. Fasıl aralarında taharet kelimesinin harfleri üzerine de konuşan müellif, eserin sonunda istiğfarın üç kere yapılmasının hikmeti ve harflerinin işaret ettiği manalar gibi istiğfarla ilgili birkaç mesele zikreder ve müellifin adeti üzere eser, içinde geçen her şeyin Allah’ın fazlıyla zahir olduğunu ifade ederek hitama erer. 

Risale, fıkhî konu olan abdestin tasavvufî bir yorumu olmakla fıkıh-tasavvuf ilişkisi araştırmacıları açısından ciddi önem arz etmektedir, nitekim eser bazı tezlere konu olmuş ve birkaç nüshadan tahkik edilmiştir. 

                   

Cemâl-i Halvetî’nin “Esrâru’l-Vudû’” isimli eserinin müellifin vefatından yedi sene önce istinsah edilen ve bir ihtimal müellif hattıyla olan 892/1487 tarihli bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi, nr. 402, vr. 17-24. 

Cemâl-i Halvetî’nin “Esrâru’l-Vudû’” eserinin 1122/1711 tarihli bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi Koleksiyonu, nr. 3700, vr. 26-37. 

Cemâl-i Halvetî’nin “Esrâru’l-Vudû’”eserinin bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail Koleksiyonu, nr. 686, vr. 173-178. 

  15) “Te’vîlât”

Yazma nüshalarında bu şekilde isimlendirilen bu eser, 20-21 varak olup bir tefsir risalesidir. Müellif, her ne kadar bu konuda özel bir risale kaleme almışsa da bu eserinde de istiaze ve besmeleyi tefsir ettikten sonra sırasıyla Fatiha Sûresini ve Duhâ Sûresinden başlayıp Nas Sûresine kadar tüm sûreleri tefsir eder. Adeti üzere müellif işarî ve tasavvufî manalara yoğunlaşır ve yine işarî hadislerle konuları pekiştirir.  

Cemâl-i Halvetî’nin “Te’vîlât’”ının bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail Koleksiyonu, nr. 686, vr. 23-40. 

                     

Cemâl-i Halvetî’nin “Tevîlât’”ının sonundan bir varak kadar eksik bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

Süleymaniye Kütüphanesi, Şehit Ali Paşa Koleksiyonu, nr. 1352, vr. 2-24. 

                 

Cemâl-i Halvetî’nin “Tevîlât’”ının bir nüshasının ilk ve son sayfaları. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları Koleksiyonu, nr. 914, vr. 2-30. 

 

Cemâl-i Halvetî (Rahimehullah) ve Eserleri -4- yazısı için tıklayınız

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu