Soru-Cevap

Kur’an, Hz. “Meryem”leri Karıştırmış mıdır?

İddianın tafsilatı şu şekildedir. Bir ayette Hz. Meryem’in İmran’ın kızı yani Hz. İsa’nın annesi olduğu söylenirken[1], başka ayette de Hz. Meryem’e “Harun’un kız kardeşi” diye seslenilir.[2] Halbuki Hz. Harun ile Hz. İsa’nın annesi olan Hz. Meryem arasında çok ciddi bir tarihî farklılık vardır. Ek olarak, Tevrat’ta Hz. Harun ve Hz. Musa’nın “Miryam” isminde bir ablasının olduğu yer almaktadır. Buradan hareketle bazı ateistler ve Hıristiyan misyonerler Kur’an’ın Meryem’leri karıştırdığını iddia ederler.

Her şeyden önce şunu ifade edelim ki İslam medeniyetinde hiçbir alim, tarihçi, fikir adamı veya herhangi bir Müslüman Hz. İsa’nın annesi olan Hz. Meryem ile Hz. Musa’nın kardeş olduğunu söylememiştir. Bilakis tüm tarih kitaplarımızda aralarında çok ciddi bir zaman farkı olduğu vurgulanmaktadır. O zaman ayette geçen “Ey Harun’un kız kardeşi” ifadesi ne anlama gelmektedir?

Bu Mesele Peygamberimize de Sorulmuştu

Bu soru aslında yeni olmayıp Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında da mevcuttu.

Mugîre b. Şu‘be (radıyallahu anh) şöyle anlatmaktadır: Rasulullah (aleyhissalatü vesselam) beni Necran’a gönderdi. Oraya vardığımda oradaki Hıristiyanlar bana Hz. Musa ile Hz. İsa arasında çok uzun bir süre olmasına rağmen Kur’an’da neden Hz. Meryem için “Ey Harun’un kız kardeşi” (Meryem, 29) ifadesinin kullanıldığını sordular. Ben ise buna cevap veremedim ve Medine’ye vardığımda Rasulullah’a (aleyhissalatü vesselam) sordum.

O da bana “Onlar, kendilerinden önceki sâlihler ve peygamberlerin isimleriyle isimleniyorlardı” cevabını verdi.[3]

Yani dönemin yaygın bir örfü olarak insanlar, atalarından önde gelen kimselerinin isimlerini kullanabiliyorlardı. Eski dönemde de hem Hz. Harun hem de onun ablası Miryam önemli bir şahsiyet olduğundan ve Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem de onların soyundan geldiğinden,[4]Ey Harun’un kız kardeşi” ifadesiyle Hz. Meryem’in atalarının önemine vurgu yapılmıştır.

Aslında bu hadis-i şeriften sonra konu hakkında başka bir şey yazmaya lüzum kalmamaktadır. Zira sorunun cevabını bizzat Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) vermiştir. Fakat biz yine de eski örfte bu kullanıma bazı misaller verelim.

Peygamberimizin hanımlarından Hz. Safiyye (radıyallahu anha) validemiz bir gün, bazı kadınların kendisinin Yahudi kökenli olmasından dolayı onu incitecek sözler söylediğini Peygamberimize (aleyhissalatü vesselam) şikâyet etti. Peygamberimiz de ona, “Sen niçin onlara, “Harun babam, Musa amcam, Muhammed de eşim oluyor. Daha ne isterim?” demedin?” buyurmuştur.[5] Bu rivayeti okuyup da herhalde kimsenin aklına Hz. Harun’un, Safiyye validemizin öz babası, Hz. Musa’nın da öz amcası olabileceği ihtimali gibi komik bir şey gelmeyecektir.

Aynı şekilde Hz. Ebubekir (radıyallahu anh) hanımına: “Ey Firas oğullarının kardeşi bu nedir?” diye hitapta bulunmuş, buradaki “kardeş” kelimesi ile de onun mensup olduğu kabileyi öne çıkarmak istemiştir.[6]

Luka İncili’nde Benzer Bir Durum

Luka İncil’inde[7] Hz. Zekeriyya’nın karısı Elisabeth için “Harun’un bacılarından” diye söz edilmektedir.[8] Eğer dürüst davranılacaksa, Kur’an’ın Meryemleri karıştırdığını iddia eden Hıristiyanlar, aynı şeyi kendi kitapları için de söylemelidirler. Yok onun kinaye olduğunu kabul ediyorlarsa aynı şeyi neden Kur’an’ın üslubu için kabul etmemektedirler?

Son olarak şunu da ifade edelim ki İsrailoğulları arasında son derece salahiyetli ve cömert karakteriyle nâm salmış Harun isminde, Hz. Meryem’in gerçekten bir kardeşi olma ihtimali de imkânsız değildir. Zira ayette önce Hz. Meryem’in anne ve babasının temiz insanlardan olduğundan bahsedilip ardından kardeşinin de güzel bir insan olduğu vurgulanmış, bunun üzerine ayetin bağlamına uygun olarak Yahudiler, Harun gibi kaliteli birinin kardeşinin nasıl böyle -haşa- kötü bir fiil yapmış olabileceğine itiraz mahiyetinde bu ifadeyi kullanmış olabilir.[9]

Netice olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki burada Meryemlerin karışması gibi bir ihtimal asla söz konusu değildir. Ya Hz. Harun’un soyundan geldiği için Hz. Meryem ona nispet edilerek “Harun’un kardeşi” ifadesi kullanılmış, ya da gerçekten Hz. Meryem’in, Harun isminde cömert ve saygın bir kardeşi olup, Yahudiler Harun gibi birinin kardeşi olmasına rağmen nasıl bu fiili işleyebildiğine şaşkınlıklarını göstermişlerdir. Doğrusunu Allah bilir.

[1] Tahrim, 12

[2] Meryem, 28

[3] Müslim, Sahih, No: 2135

[4] İbn Âşûr, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, ed-Dâru’t-Tunusiyye li’n-Neşr, 16/95.

[5] Tirmizî, Sünen, No: 3892

[6] İbn Âşûr, a.g.e, ed-Dâru’t-Tunusiyye li’n-Neşr, 16/95.

[7] Hıristiyanların kabul ettiği dört muteber İncil’den biridir.

[8] İbn Âşûr, a.g.e, ed-Dâru’t-Tunusiyye li’n-Neşr, 16/95.

[9] Fahruddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, Dâru İhyâi’t-Türâs el-Arabî, 21/530.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu