HadisMakaleler

Âyete’l-Kürsî Okumanın Faydaları

بسم الله الرحمن الرحيم

Giriş

“Âyete’l-Kürsî”nin pek çok faydası ve fazileti bulunmaktadır. “Âyete’l-Kürsî”nin faziletlerinden bahsettiğimiz yazımızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz. Bu yazımızda ise sadece faydalarından bahsedeceğiz.

“Âyete’l-Kürsî”nin Faydaları Hakkında Zikredilen Hadis-i Şerifler

Âyete’l-Kürsî’nin faydaları hakkında pek çok hadis-i şerif rivayet edilmiştir. Burada hepsini zikretmek konuyu uzatacağından sadece birkaç tanesini nakletmekle yetineceğiz:

İlk Rivayet

  • Ebû Hureyre (radıyallâhü anh) şöyle buyurmuştur:

Allah’ın Resûlü (sallallâhü aleyhi ve sellem) beni Ramazan’da toplanan fitreleri korumakla görevlendirmişti. (Gece vakti) ansızın bir adam geldi ve yiyecekleri avuçlamaya başladı. Adamı tuttum ve:

“Vallahi seni Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) huzuruna çıkaracağım” dedim.

Adam: “Ben ihtiyaç sahibi biriyim, çoluk çocuğum var, (bunlara) çok ihtiyacım var” deyince (acıdım ve) onu bıraktım. Sabah olunca Allah Resûlü (sallallâhü aleyhi ve sellem):

– Ey Ebû Hureyre! Dün gece tutsağın ne yaptı? diye sordu. Ben de:

– Ya Resûlallâh! İhtiyaç içinde bulunduğunu, çocukları olduğunu söyleyince haline acıdım ve onu serbest bıraktım, dedim. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) de:

Şüphesiz ki o sana yalan söyledi, tekrar gelecek, buyurdu. Allah Resûlü’nün (bu) sözü üzerine onu gözetlemeye başladım. Adam geldi ve yine yiyeceklerden avuçlamaya başladı. Ona:

– Ben seni Allah Resûlü’nün huzuruna çıkaracağım, dedim. Adam:

– Beni bırak! Gerçekten yoksul biriyim, çoluk çocuğum var. Bir daha gelmeyeceğim, dedi. Ben de acıdım ve onu salıverdim. Sabah olunca (yine) Allah Resûlü (sallallâhü aleyhi ve sellem):

– Ey Ebû Hureyre! Dün gece tutsağın ne yaptı? diye sordu. Ben de:

– Ey Allah’ın Resûlü! Bana yine ihtiyaç içinde bulunduğunu, çocukları olduğunu söyledi. Ben de ona acıdım ve (yine) bıraktım, dedim. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) gülümsedi ve: O sana şüphesiz ki yalan söyledi, tekrar gelecek, buyurdu.

Bunun üzerine ben de üçüncü kez gelmesini bekledim. Gerçekten de geldi ve (yine) yiyecekleri avuçlamaya başladı. Onu (tekrar) yakaladım ve: Sen dönmeyeceğini zannedip tekrar dönüyorsun, seni Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) huzuruna çıkaracağım, dedim. Bu defa bana:

– Beni bırak, Allah’ın sana, kendisiyle fayda vereceği birtakım kelimeler öğreteyim, dedi. Ben de: O nedir? dedim.

– Gece yatağına girdiğinde Ayet-el Kürsi’yi sonuna kadar oku. O zaman Allah senin yanına devamlı bir koruyucu verir, sabaha kadar da şeytan sana yaklaşamaz, dedi. Sabah olunca (yine) Allah Resûlü (sallallâhü aleyhi ve sellem) bana:

Dün gece tutsağın ne yaptı? dedi. Ben de:

– Ey Allah’ın Resûlü, O, bana Allah’ın kendisiyle fayda vereceği birtakım kelimeler öğreteceğini iddia etti, ben de onu serbest bıraktım, dedim.

Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): Onlar nedir? buyurdu.

Ben de: Yatağına girince “Âyete’l-Kürsî”yi başından sonuna kadar oku, o zaman Allah senin yanına devamlı bir koruyucu verir, sabaha kadar şeytan sana yaklaşamaz, dediğini söyledim.

Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) de: Şüphesiz ki kendisi yalancı olduğu halde sana doğru söylemiş. Ey Ebû Hureyre! Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun? dedi. Bende:

– Hayır, bilmiyorum, dedim.

O şeytandı, buyurdu.[1]

Rivâyetin bir benzerinde Ebû Eyyûb el-Ensârî (radıyallâhü anh) şeytan ile karşılaşmış ve şeytan kendisine “Evinde Ayete’l-Kürsî’yi okursan sana ne cin ne de başka bir şey yaklaşamaz” demiş ve bu olayı Peygamber Efendimize (sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem) anlattığında “Her ne kadar yalancı olsa da doğruyu söylemiş” buyurmuşlardır.[2]

İkinci Rivayet

  • Hazreti Ali, Muğîre b. Şu‘be ve Ebû Ümâme el-Bâhilî (radıyallâhü anhüm) efendilerimizin naklettiğine göre Peygamber Efendimiz (sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Her kim farz namazların akabinde “Ayete’l-Kürsî”yi okursa cennete girmesine tek engel ölüm olur.”[3]

Üçüncü Rivayet

  • Ebû Leylâ (radıyallâhü anh)’ın anlattığına göre Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) delirmiş ve insanlara zararı olan birisinin zararından korunmak için birtakım dualar ile birlikte “Âyete’l-Kürsî”yi okumuştur.[4]

Dördüncü Rivayet

  • Bir başka rivâyette Peygamber Efendimiz (sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Her kim “Âyete’l-Kürsî”yi faz namazın peşine okursa diğer namaza kadar Allah’ın koruması altında olur.”[5]

Beşinci Rivayet

  • Enes b. Mâlik’in (radıyallâhü anh) anlattığına göre Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ashabından birisine Ayete’l-Kürsî’nin Kur’ân’ın ¼’ü olduğunu söylemiştir.[6]

Sahabe-i Kirâm ve Tabiî’nin Ayete’l-Kürsî Hakkında Zikrettiği Bazı Faideler

  • Abdullâh b. Mesud (radıyallâhü anh) şöyle buyurmuştur:

“Kim Bakara Sûresi’nin başından dört ayeti, sonundan üç ayeti, Ayete’l-Kürsî ve akabinde gelen iki ayeti okursa kendisine ve ailesine o gün şeytan ve kötü gördüğü bir şey yaklaşamaz. Mecnun olan birine bunlar okunursa hastalığından kurtulur.”[7]

Diğer bir rivâyette bundan farklı olarak Abdullah b. Mesud (radıyallâhü anh) 10 ayeti sırası ile okuyan kimsenin şeytan ile karşılaşmayacağı gibi ailesi ve malı hususunda da herhangi bir şeye ihtiyaç duymayacağını söylemiştir.[8]

  • Abdullâh b. Mesud’un (radıyallâhü anh) ashabından Mugîra b. Sübey‘ (rahmetullâhi aleyh) de şöyle buyurmuştur:

“Kim uyuyacağı vakit Bakara Sûresi’nden (Abdullâh b. Mesûd radıyallâhu anh’tan zikrettiğimiz) 10 ayet-i kerimeyi okursa Kur’ân’ı unutmaz.”[9]

Ebû Muhammed ed-Dârimî (rahmetullâhi aleyh) bu rivâyeti, hocası İshâk b. İsa b. Necîh el-Bağdâdî’den almış olup rivâyetin peşine hocasının “(Bu 10 ayeti okuyan) ezberlediği şeyi unutmaz” sözünü nakletmiştir.[10]

  • Abdurrahman b. Avf (radıyallâhü anh) evine girdiğinde evinin dört köşesinde (evini koruma altına almak maksadıyla) “Âyete’l-Kürsî”yi okurdu.[11]
  • Tabiîn’in büyüklerinden Katâde b. Di‘âme es-Sedûsî (rahmetullâhi aleyh) şöyle buyurmuştur:

“Her kim yatmak için yatağına uzandığında Ayete’l-Kürsî’yi okursa kendisini sabaha kadar korumak için iki tane melek görevlendirilir.”[12]

Netice

Zikretmiş olduğumuz rivayetlerden ve kavillerden Ayete’l-Kürsî’yi okumanın faydası olarak özetle şunları söyleyebiliriz:

  • Mutlak olarak evinde Ayete’l-Kürsî okuyan kimseye ne cin ne de başka bir şey yaklaşamaz.
  • Yatmadan önce Ayete’l-Kürsî’yi okuyan kimseye, kendisini sabaha kadar korumak için iki tane melek görevlendirilir ve şeytanlardan korunur.
  • Kim her farz namazın peşine Ayete’l-Kürsî’yi okursa Cennet’e girmesi için tek engel ölmesi olur ve diğer farz namaza kadar da Allah’ın koruması altında olur.
  • Delirmiş ve insanlara zararı olan kimselerin iyileşmesi için belli başlı birtakım dualar ile birlikte Ayete’l-Kürsî okunursa hastalıklarına şifa olur.
  • Bakara Sûresi’nin başından 4, sonundan 3 ayet ile birlikte Ayete’l-Kürsî ve peşinde gelen 2 ayeti okuyan kimsenin kendisine ve ailesine o gün şeytan ve kötü gördüğü hiçbir şey yaklaşamaz. Ayrıca ailesi ve malı hususunda endişe edeceği bir durumda başına gelmediği gibi, bu ayetleri kim uyumadan önce okursa Kur’ân-ı Kerîm’i ve ezberlediği şeyi de unutmaz.

[1] Buhârî, Vekâlet, hadis no: (2311); Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, Dâru’t-Te’sîl, 12/498-499 (10906); İbn Huzeyme, Sahîh, el-Mektebü’l-İslâmî, 4/91 (2424).

[2] Tirmizî, Fazâ’ilü’l-Kur’ân, hadis no: (2880); Ebü’ş-Şeyh el-Asbahânî, el-Azame, Dâru’l-Âsıme, 5/1648-1649.

Bu hadis, Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr, Mektebetü İbn Teymiye, 4/163 (4014)’de farklı bir tarikle “Ayete’l-Kürsî’yi okursan ne bir cin ne de bir hırsız sana yaklaşamaz” şeklinde gelmiştir.

[3] Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, Dâru’t-Te’sîl, 12/66 (10038); İbnü’s-Sünnî, Amelü’l-Yevm, Dâru’l-Kıble, s. 110 (124); Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Evsat, Dâru’l-Harameyn, 8/92 (8068); Ebû Nu‘aym, Hilyetü’l-Evliyâ, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, 3/221; Beyhakî, Şu‘abü’l-Îmân, Mektebetü’r-Rüşd, 4/56-57 (2174).

[4] Bkz. İbn Mâce, Tıbb, hadis no: (3549).

[5] Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr, Meketebetü İbn Teymiye, 3/83 (2733);

[6] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Mü’essesetü’r-Risâle, 21/32-33 (13309); İbnü’z-Zureys, Fazâ’ilü’l-Kur’ân, Dâru’l-Fikir, s. 126 (297); Ebü’l-Abbâs el-Müstağfirî, Fazâ’ilü’l-Kur’ân, Dâru İbn Hazm, 2/691 (1026).

[7] Dârimî, Sünen, Dâru’l-Beşâ’iri’l-İslâmiyye, s. 770 (3704); İbnü’z-Zureys, Fazâ’ilü’l-Kur’ân, Dâru’l-Fikir, s. 84 (166); Ebü’l-Abbâs el-Müstağfirî, Fazâ’ilü’l-Kur’ân, Dâru İbn Hazm, 2/752 (1137). Benzeri için bkz. Ebü’l-Abbâs el-Müstağfirî, Fazâ’ilü’l-Kur’ân, Dâru İbn Hazm, 2/751-751 (1135); Beyhakî, Şu‘abü’l-Îmân, Mektebetü’r-Rüşd, 4/68 (2188); Ebü’l-Leys es-Semerkandî, Bostânü’l-Ârifîn, 1/428.

[8] İbnü’z-Zureys, Fazâ’ilü’l-Kur’ân, Dâru’l-Fikir, s. 88 (179).

[9] Dârimî, Sünen, Dâru’l-Beşâ’iri’l-İslâmiyye, s. 770 (3706). Rivâyetin bir benzerini Sa‘îd b. Mansûr, Sünen, Dâru’s-Sumay‘î, 2/428 (138)’de, Beyhakî, Şu‘abü’l-Îmân, Mektebetü’r-Rüşd, 4/69 (2189)’de rivâyet etmiştir.

[10] Dârimî, Sünen, Dâru’l-Beşâ’iri’l-İslâmiyye, s. 770.

[11] Hakîm et-Tirmizî, Nevâdiru’l-Usûl, Dâru’l-Minhâc, 4/220 (1360). Aynı rivâyet “Evinin köşelerinde” ifadesi ile Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr rahmetullâhi aleyhten gelmektedir. Bkz. İbn Ebî Şeybe, Musannef, Dâru’l-Kıble, 15/468 (30949); Ebû Ya‘lâ, Müsned, Dâru’l-Me’mûn, 13/165 (7207). Heysemî rahmetullâhi aleyh “Mecma‘u’z-Zevâ’id” (Mektebetü’l-Kudsî, 10/128) adlı eserinde Abdullah b. Ubeyd rivâyeti ile ilgili Ricâlinin sika olmasıyla birlikte Abdullah b. Ubeyd’in Abdurrahman b. Avf radıyallâhü anh’dan işitmediğini söylemiştir.

[12] İbnü’z-Zureys, Fazâ’ilü’l-Kur’ân, Dâru’l-Fikir, s. 92 (190).

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu