AkaidMakaleler

Teberrük -3-

Teberrükün Cevazına Dair Ulemanın Amelleri ve Fetvaları

Bir önceki yazımızda sahabenin, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile yaptığı teberrük hakkında deliller getirmiştik. O yazımızı okumak isteyen buraya tıklayabilir. Bu yazımızda ise tâbiînin Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile yaptığı teberrük ve ulemanın birbirleriyle yaptığı teberrük konusu ele alınmıştır.

Tâbiînin, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile Bereketlenmesi

1. Delil: Tâbi’înden Muhammed b. Münkedir’in (rahimehullah) Yanağını Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Kabri Üzerine Koyması

İsmail b. Yakup et-Teymî’den (rahimehullah) şöyle rivayet edildi: “Tâbi’înden Muhammed b. Münkedir’in (rahimehullah) bazen dili tutulur, o da Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) kabrine gidip yanağını kabre koyardı ve dili çözülürdü. Bir gün bunun sebebi sorulunca dedi ki: ‘Ara sıra dilimde tutukluk olur. Ben de bunu hissettiğim zaman Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) kabriyle istigase yaparım.’ O, seher vakti mescitteki bir yere gelir oraya uzanır ve sürünürdü. Neden böyle yaptığı sorulduğunda ise “ben Resulullah’ı (sallallahu aleyhi ve sellem) rüyamda burada gördüm derdi”[1]

2. Delil: Ahmed b. Hanbel’in (rahimehullah), Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Minberine Meshetmek Suretiyle Teberrük Yapmak ve Allah’a (celle celalühü) Yaklaşmak Kastıyla Minberi Öpmenin Cevazına Dair Verdiği Fetvası

İmam Ahmed b. Hanbel’e (rahimehullah) Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) minberine mesh yaparak onunla teberrük eden, minberi öpen, bu hareketleri Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) kabrine de yapan ve bununla Allah’a (celle celalühü) yaklaşmayı uman bir adamın durumunu sordular. Ahmed b. Hanbel (rahimehullah) ise “bunda hiçbir sıkıntı yoktur” diye cevap verdi.[2]

İmam ez-Zehebî (rahimehullah), Ahmed b. Hanbel (rahimehullah) ile ilgili bu rivayeti zikrettikten sonra şunları söyler: “Ahmed’e karşı çıkanlar nerede?! Oğlu Abdullah’ın Ahmed b. Hanbel’e (rahimehullah) minberin başına el süren veya Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) değdiği bir taşa dokunan kişi hakkında sorduğu ve Ahmed b. Hanbel’in (rahimehullah) de ‘bunda bir sıkıntı görmüyorum’ diye cevap verdiği sabittir.”[3]

Allame Aynî (rahimehullah) hocası Zeynüddin el-Irâkî’nin (rahimehullah) şöyle dediğini aktarır: “Kıymetli mekanları ve salih zatların ellerini ve ayaklarını teberrük kastıyla öpmek, niyet ve kast itibariyle güzel bir ameldir. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) Hz. Hasan’a (radıyallahu anh) Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) onu nerelerde öptüğünü sordu. Bunun üzerine Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) zürriyyeti ve eserleriyle teberrük etmek için onu öptü.

Sabit el-Bünânî (rahimehullah) Enes b. Malik’in (radıyallahu anh) elini tuttuğunda öpmeden bırakmazdı. ‘Bu el Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) eline dokunmuş bir el’ derdi.

Hafız Ebu Said İbnü’l-Alâî bana haber verdi ki: ‘üzerinde İbn Nâsır ve diğer hafızların yazılarının bulunduğu kadim bir cüzde Ahmed b. Hanbel’in, Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) kabrini ve minberini öpmek hakkında kendisine yöneltilen soruya cevap olarak söylediği; ‘bunda bir sıkıntı yoktur’ ifadesini gördüm.’ İbnü’l-Alâî devamını şöyle anlattı: ‘Biz bunu Şeyh Takıyyüddin İbn Teymiye’ye gösterdik. Çok şaşırdı ve şöyle dedi: ‘Ahmed bana göre kıymetli biridir. Gerçekten böyle bir söz söylemiş mi?’ Ben de şöyle cevap verdim: ‘Bunda şaşılacak ne var?! Nitekim Ahmed b. Hanbel’in, İmam-ı Şâfiî’nin gömleğini yıkayıp o suyu içtiği rivayet edilmiştir. Ahmed b. Hanbel’in ulemaya tazimi böyleyse sahabe ve peygamberlerin eserlerine karşı tazimi başka nasıl olacaktı ki?!’”[4]

3. Delil: İmam Buhari’nin (rahimehullah) Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Kadehiyle Teberrük Yapması

Ebü’l-Abbas el-Kurtubi (rahimehullah) şöyle dedi: “Buhari’nin kitabının nüshalarının bazısında Buhari’nin şu ifadelerini gördüm: ‘Ben bu kadehi yani Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) kadehini Basra’da gördüm ve ondan içtim.’”[5]

Salih Zatlar ile Teberrük Yapmanın Caiz Olduğuna Dair Ulemanın Amelinden Deliller

Bize şöyle denilebilir: Siz şimdiye kadar Resulullah ile teberrük yapmanın cevazına dair rivayet ve hadisler zikrettiniz fakat siz, fazilet sahibi salih zatlar ile teberrük yapmanın cevazını da iddia ediyorsunuz. Halbuki zikrettiğiniz hadis ve rivayetlerin hiçbirisinde salih zatlar ile teberrük yapmanın cevazına dair hiçbir delil bulunmamaktadır.

Biz de cevaben deriz ki: Dört mezhebin fakihleri, salih zatlar ve onların eşyaları ile teberrük yapmanın cevazına dair fetva vermişlerdir. Şimdi bu konuda delil olması açısından Hanefi fakihlerinin ibarelerinden misaller zikredelim.

Ebubekir el-Haddâdî (rahimehullah) es-Serahsî’nin (rahimehullah) şöyle dediğini bize aktarır: “Bazı müteahhirler teberrük kastıyla bir alimin veya takva sahibi bir zatın elini öpmeye ruhsat vermiştir. Süfyan (rahimehullah) şöyle demiştir: ‘Alimin elini öpmek sünnettir.’”[6]

el-Haskefî (rahimehullah) şöyle demektedir: “Teberrük kastıyla bir alimin veya takva sahibi bir zatın elini öpmekte hiçbir sıkıntı yoktur.”[7]

el-Aynî (rahimehullah) Umdetü’l-Kârî isimli Buhârî şerhinin “eli hastanın üzerine koyma babı”nın hemen başında şöyle demektedir: “Bu, hasta ziyaretinde bulunan kişinin, hastanın hastalığını anlamak ve onunla bir ünsiyet kurmak için elini hastanın üstüne koymasını beyan eden babdır. Ziyaretçi gücü yettiğince hasta için dua eder ve elini hastanın ağrıyan bölgesine koyarak onu okur. Hastanın bunlar sayesinde iyileşmesi umulur. Özellikle de ziyaretçi, salih zatlardan ise onunla ve duasıyla bereketlenilir.”[8]

eş-Şürünbülâlî (rahimehullah) şöyle demektedir: “Vefat eden kişi eğer alim, zahid veya kendisiyle teberrük yapılan zatlardansa, bazı müteahhirler onun vefatının çarşılarda nida edilip duyurulmasını hoş görmüşlerdir. Sahih olan görüş de budur.”[9]

Şimdi ulemadan bazısının bazısı için yaptığı teberrük misallerine geçelim.

1. Delil: İmam Şafiî’nin (rahimehullah) İmam Ahmed b. Hanbel (rahimehullah) ile Yaptığı Teberrük

İbn Kesir (rahimehullah) şöyle dedi: Beyhakî Rebî’den şöyle aktardı: “Şafiî (rahimehullah) beni bir mektupla Mısırdan Ahmed b. Hanbel’in (rahimehullah) yanına gönderdi. Mektubu Ahmed’e (rahimehullah) götürdüğümde o, gece namazı kılıyordu. Mektubu ona verdim. Bana, ‘okudun mu?’ dedi. Ben de ‘hayır’ dedim. Mektubu aldı, okudu ve gözleri yaşardı. Ben de ‘Ey Ebu Abdullah mektupta ne yazıyor?’ diye sordum. Bana, ‘Rüyasında Resulullah’ı (sallallahu aleyhi ve sellem) gördüğünü ve Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) ona Ahmed b. Hanbel’e mektup yaz. Selamımı söyle. Ona yakında imtihan olacağını haber ver. Onu Kur’an’ın mahluk olduğuna hükmetmeye davet edecekler. Onlara cevap vermesin. Allah (celle celalühü) onun ilmini kıyamet gününe kadar yüce kılsın.’ Şeklinde yazdığını haber verdi.” Rebî (rahimehullah) devamında şöyle dedi: “Bunun üzerine Ahmed b. Hanbel’e (rahimehullah) ‘sana müjdeler olsun’ dedim. O da cildine değen gömleğini çıkarıp bana verdi. Ben Mısır’a İmam Şâfiî’nin (rahimehullah) yanına dönünce olan biteni haber verdim. O da bana gömleği yıkamamı ve çıkan suyu teberrüklenmesi için ona vermemi istedi.”[10]

2. Delil: İmam Şafiî’nin (rahimehullah) İmam Ebu Hanife’yle (rahimehullah) ve Kabriyle Yaptığı Teberrük

Hatip el-Bağdâdî (rahimehullah) İmam Şâfiî’nin (rahimehullah) şöyle dediğini rivayet etmektedir: “Ben Ebu Hanife (rahimehullah) ile teberrük ederdim. Her gün onun kabrine giderdim. Bir ihtiyacım olduğu zaman iki rekat namaz kılar, kabrine gider ve Allah’tan (celle celalühü) isteğimi onun yanında isterdim. Çok geçmeden isteğim karşılanırdı.”[11]

3. Delil: ed-Dârekutnî’nin (rahimehullah) Ebü’l-Feth el-Kavvâs (rahimehullah) ile Yaptığı Teberrük

İbn Kesir (rahimehullah) Ebü’l-Feth el-Kavvâs’ın (rahimehullah) tercümesinde şunları zikretmektedir: “O abdallardandı. ed-Dârekutnî onun için ‘küçükken onunla teberrük ederdik’ demiştir.”[12]

4. Delil: Halkın Ebu İshak eş-Şîrâzî (rahimehullah) ile yaptığı teberrük

İbn Kesir (rahimehullah) eş-Şîrâzî’nin (rahimehullah) tercümesinde şöyle der: “Ebu İshak ne zaman bir beldeden geçse o beldenin ehli çocuk ve kadınlarla beraber onu karşılamaya çıkar ve bineğine dokunarak onunla teberrük yaparlardı. Hatta teberrük etmek için devesinin ayağını bastığı topraktan alırlardı.”[13]

Anlattıklarımızla şu anlaşılmış oldu ki Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile teberrük yapmakla salih zatlardan biriyle teberrük yapmak arasında hiçbir fark yoktur. Bunların hepsi caiz ve müstehap amellerdir. Ulemadan, salih zatlar ile teberrükün caiz olmadığını söyleyen hiç kimse yoktur. Kaldı ki geride zikrettiğimiz gibi onlar da bununla amel etmişlerdir.


[1] İbn Asâkîr, Târîhu Medîneti Dımeşk, (56/50-51).

[2] Ahmed b. Hanbel, el-İlel ve Ma’rifetü’r-Ricâl, (2/492, 3243).

[3] ez-Zehebî, Siyer-ü A’lâmi’n-Nübelâ, (11/212).

[4] el-Aynî, Umdetü’l-Kârî, (9/241).

[5] Ebü’l-Abbas el-Kurtubî, İhtisâr-u Sahîhi’l-Buhârî, (4/350).

[6] Ebu Bekir el-Haddâdî, el-Cevheretü’n-Neyyire, (2/286).

[7] el-Haskefî, ed-Dürrü’l-Muhtâr, (6/382).

[8] el-Aynî, Umdetü’l-Kârî, (21/219).

[9] eş-Şürünbülâlî, Merâkı’l-Felâh, (213).

[10] İbn Kesir, el-Bidâye ve’n-Nihâye, (14/395).

[11] Hatip el-Bağdâdî, Târîh-u Bağdad, (1/445).

[12] İbn Kesir, el-Bidâye ve’n-Nihâye, (15/465).

[13] İbn Kesir, el-Bidâye ve’n-Nihâye, (16/82).

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu